Etkileşim için Enrico Macias’a yaklaştım… Sesi kısıktı radyoların. Sokakların sesi açıktı. Ajda Pekkan gelecek sandım
Etkileşim için Enrico Macias’a yaklaştım… Sesi kısıktı radyoların. Sokakların sesi açıktı. Ajda Pekkan gelecek sandım.
Marlene Dietrich’in sesi gecedir. Lili Marlen’i anımsadım…
Bob Marley bir efsanedir.
Dans hayatın ritmidir. Özgürleştiren bir eylemdir…
Sanat için sonsuz saygı benim ritüelimdir…
Sanat ve bilim birlikte olunca eylemseldir…
“Bizim meşhur rotamız dolunaylar patlatır be kaptan!”
Özgürlük ruh meselesidir…
Lalenin bir eylemi vardır… Hükmedilmeyen onun zerafetidir…
“I framed myself / Kendimi çerçeveledim…” Düşüncelerimi özgür bıraktım. Bin promil öfkeyle aydınlığa gidilir..
Kafamıza uymayan kafalar var. Bukowski fena adam değildir…
“Alkol özgürleştirir…”
Şarap kapağı, Diyojen fıçısı ve ardından otuz 5 sayıklama…
Öcüler var kafamda.
Munch’un çığlığını duyuyor musun?
Ellerimde en mayıslısından bir çarşamba…
Fikirlerim var ve aynadaki adamı tanıyorum…
Kapitalizm, ruhsuzluk ve yanılsamadır…
Gramsci’nin kuramları vicdandır…
“Mordan geceye ve kırmızıdan şahane bir şaraba ulaşalım…” diye yazmıştım.
Ama faşizm karakterini bozuyor alkolün.
Murat Yılmazyıldırım’la gülümsüyoruz fotoğrafta…
Kadıköy’de35’lik bir şişe ve 33’lük bir plak
“O mahur beste” çalıyor…
“Yazıyor, yazıyor! Aşkı yazıyor.” Klimt’in sarısından aşk çıkıyor.
Steinbeck romanı bitiyor, KAVGA bitmiyor…
Ayçiçeği tarlaları ÖZGÜRLÜK doludur yoldaşlar…
Bunu çok anlıyor uçurtma şenliğinde buluşanlar.
Bella Hadid Filistin için yürüyor, Live Haid’in ruhu dolaşıyor, Çav Bella çalıyor…
Komiser Kolombo bozuk düzenleri tutukluyor…