Çok değil bir yıllık bir firma, fakat Ali Mert ve Ayberk İzmir kardeşlerin güçlerini birleştirerek açtığı bir işletme. Ağabey Ali Mert İzmir, yüksek lisans mezunu ve kurumsal işletmelerde uzun yıllar satın alma bölümünde çalışmış, kardeşi Ayberk İzmir ise alanında yeterince tecrübeli, uzun yıllar büyük servislerde çalışmış bir usta. Herkes en iyi bildiği iş yapıyor ama bu süreçte işe her anlamda hakim olmak için birbirlerinin alanlarını da deneyimliyorlar. Dikkatle ve stratejik hamlelerle hazırlanmış bir işyeri. Bunu da içeri girdiğinizde, görsellere baktığınız zaman anlıyorsunuz. Ben sektörel bir sohbet için gitmiştim aslında. Fakat gidince fark hemen anlaşılıyor. Ali Mert İzmir ile yaptım söyleşiyi. Ayberk’in işleri vardı. Yeni nesil servis olabilmiş olan İzmir Otomotiv’e gelin birlikte bakalım.
Ne zaman açıldı İzmir Otomotiv?
1 Kasım 2021 yılında faaliyete başladık.
Aile şirketi mi burası?
Evet, Ayberk kardeşim ve ben ikimiz işletmesini gerçekleştiriyoruz.
Babanız ne iş yapıyor?
Babamız Milli Eğitim’den emekli oldu. 2 yıl önce vefat etti.
Servis tecrübeniz var mıydı daha önceden?
Yaklaşık 13 yıllık tecrübemiz var. Otokar Karsan ve Mitsubishi Temsan servislerinde kardeşim usta olarak, ben de ofis çalışanı olarak bu işleri yaptık. Ben kurumsal firmalarda satın alma departmanında yöneticilik yaptım.
Sizin eğitiminiz nedir?
Yüksek lisans mezunuyum.
Satın alma departmanından bu noktaya nasıl geldiniz? Yani kardeşiniz usta, sektörden gelmiş ama sizin için biraz farklı bir deneyim olmuştur herhalde?
Kendi işimizi yapmak istedik. Ustamız var. Ben de operasyonu besleyerek yaptığımız işi daha kolay ve daha güvenilir hale getirmek amacıyla bu yola çıktık.
Nasıl yani operasyonu beslemek?
Yedek parça ayrı bir dünya. Araçlarında bir TC numarası ve şase numarası var. Yani kendine özel kimliği var. Ve ücretli programlar var artık bu konuda profesyonel iş yapmanızı destekleyen. Her parçanın kod numarası var mesela. Onların kod numaralarını bilir ve tedarikçiden doğru parçayı almak için araştırsanız hem işgücünüzü hem de güvenilirliğinizi daha üstlere çıkartırsınız. Ben daha çok o alanda geliştirmek için savaşıyorum iş yerimizi.
Tam olarak hangi işlemler uygulanıyor araçlara burada?
Dizel ve benzinli araçlara mekanik motor bakımı ve kontrolleri, fren debriyaj sistemleri kontrolleri, ön takım ekipmanları kontrolleri, araçların tamamlayıcı ürünleri örneğin klima, radyo gibi kontroller yapıyoruz. Bir de diagnostik (arıza tespit) bilgisayar yardımı ile arıza tespiti yapıyoruz.
Bir yıldır işler nasıl gidiyor? Hedeflediğiniz şeyler gerçekleşti mi?
Hedeflerimizin evet çoğunu gerçekleştirdik. Kurumsal firmalara da ulaşma hedefimiz vardı. Servis anlamında orada da hedeflerimize ulaştık. Bazı sendikalar ile anlaşmalar yaptık. Anlaşma dahilinde belli indirimler uyguluyoruz.
Serviste kaç kişi çalışıyor?
İkimiz çalışıyoruz sadece.
Yetişebiliyor musunuz?
Tabi düzgün planlama yapıyoruz. Örneğin programlı randevulu çalışıyoruz.
Randevulu mümkün mü yani?
Dedim ya, derdimiz kurumsal olmaktı en başta. Önce araç geliyor, arızayı tespit ediyoruz. Gerekli parçalar ya da işlemler için marka modeli açıkça belirttiğimiz proforma faturayı hazırlıyoruz. Müşteriye sunuyoruz. Onay aldığımız zaman bizi çok aşmayan bedeller ise siparişi veriyoruz. İş sonu hakedişimizi alıyoruz. Böyle olunca müşteri ne kadar para ödeyecek, aracı ne zaman getirecek, ne zaman teslim alacak, karşılıklı ve gereksiz diyaloglara gerek kalmadan programlı bir şekilde ilerliyoruz. Mesela aracın değişen parçasını da çöpe atmıyoruz. Soruyoruz atalım mı, almak ister misiniz diye. Bu işin en büyükleri ne yapıyorsa oradaki uygulamaları gerçekleştiriyoruz. Mesela hijyen anlamında bir örtümüz var. Araca örtüyü serdiğin zaman müşteri, ‘Burası galiba çok pahalı’ diyor. Yani kendine verilen önemi haketmediğini düşünüyor aslında. O yüzden yapılan muameleden şüpheleniyor.
Kendi içinizde de böyle profesyonel misiniz?
Tabi araç geldi, hasar tespiti yapılıyor. Aracın evrağı sileceğe bırakılıyor. Usta ne yapacak,, her şey önünde yazıyor.
Kardeşiniz bu sisteme ayak uydurabiliyor mu?
Onun tecrübelerinin denkliği lisans zaten. Ben de ondan bir sürü şey öğreniyorum, o da benden. Bu mesleğin en kötü tarafı ötekileştirilmiş olması. Çocukları korkutuyorlar insanlar, ‘Okumazsan seni sanayiye veririm’ diye. Geldiğimiz noktada iş gücü yani ara elaman sıkıntıları yaşanıyor. Sektörel bazda söylüyorum bunu. Mesela biz istiyoruz birilerine dokunalım. Biz bunu bizi ziyarete gelen yetkililere de söyledik. Biz de ziyarete gittik. Bu bir sektör ve bu mesleğe nitelikli eleman yetişmesi gerekiyor diye belirttik. Hijyen anlamında, sosyolojik anlamda ya da psikolojik anlamda geliştirilmesi gereken bir alan.
Bundan sonra hedefinizde ne var?
Biz ilk başlarken sanayinin önde gelenlerini davet ettik, konuştuk, tecrübelerinden hikayelerinden faydalandık. Yarım asırlık firmalar var. Yanlışlarını anlattılar aynı şeyleri tekrar etmeyelim diye biz de. Kulağımıza küpe yaptık. Biz de kendi fikirlerimizi anlattık.
Özelikle çalıştığınız firmalar var mı?
Sıvı grubunda Shell ve katkı grubunda Würth ile çalıyoruz. Kendi tüzüklerimiz var bu firmalarla. Belli sıkalada garantili çalışıyoruz.
Yerel esnaftan parça alıyor musunuz?
Tabi kobi tarzı yerlerden de büyük distribütör dediğimiz büyük firmalardan da alışveriş yapıyoruz. Yaptığımız alışverişlerde eğer parçayı biz tedarik edip montajı da biz yaparsak mekanik kısmına 6 ay garanti veriyoruz. Ama bazen müşteriler parçayı ben getireceğim diyor. O zaman garanti veremiyoruz ama yaptığımız işin arkasında duruyoruz.
Fiyat politikanız nedir?
Ucuz, pahalı gibi terimler artık doğru değil. Doğru fiyat kavramını uyguluyoruz. İyi iyidir, kötü de kötüdür ve fiyatları bellidir. İthal ürünün fiyat avantajı var mesela. Tercih edilme sebebi bu. Yerli de çok iyi ürünler var. Biz güveniyoruz yani ithal iyidir yerli kötüdür diyemezsin. İthal de iyi, yerli de iyi; ithal de kötü, yerli de kötü ürünler var. Doğru olanını seçmek ve bunun nedenlerini açıklamak bizlere düşüyor. Parçanın nereli olduğundan daha önemli olan olması gereken parça mı ona odaklanmak lazım.
Nasıl sizce Biga’da sanayi?
Lokasyon ve kalite olarak çok iyi bir yerde. Yetenekli, çalışkan o eski ustaların ekmeğini yiyoruz. Allah onlardan razı olsun. Bunu söylemeden geçmek olmaz. Şu anda da çok yetenekli insanlar var. Başka ilçelerden buraya gelen bir sürü müşterimiz var. Güncellenmek lazım ama devamını sağlamak için yeni nesle, yeni teknolojiye ayak uydurmak gerekiyor. Burada işini yaptıramazsa İstanbul’a gidiyor. İstanbul’daki bizden yetenekli değil ki, sadece doğru ekipmanla çalışıyorlar.
(Röportaj: Çiğdem Özden Demiray)
