Türkiye’de hemen her sektörün sorunu olan “Kalifiye Elemen” sorunu Doğanlar Yatırım Holding’de son derece az bunun sebebi de uzun yıllardır “Kalifiye eleman getirene altın” verilmesi. Sorun sürdüğü için Doğanlar, altın hediye işini gelenek haline getirmiş durumda. Davut Doğan durumu şu sözlerle özetledi; “Mesela bizin Biga’da döşeme ustasıyla ilgili sıkıntımız var. Usta yetişmiyor. İktisat, işletme bölümü mezunu çok. Üniversite mezunu çok ama kalifiye eleman maalesef yok. Geçtiğimiz günlerde Ticaret Bakanımız Ömer Bolat’a da söyledim, şaşırdı. ‘Sayın bakanım AVM’de stant açtım, arkadaşını getir işçi yap altın kazan diyoruz. Bana personel getiren altın kazanıyor. ‘Bu hâlâ geçerli mi’ diye sordu. ‘Halen geçerli’ dedim. Herkese söylüyorum. Tanıdığınızı gönderin altın hediye edelim.”
KAYIT DIŞI BÜYÜK SORUN
Sektörle ilgili olarak Davut Doğan’ın gündemindeki tek sorun kalifiye eleman değil. En büyük sorunlardan biri kayıt dışılık. Aktardığı rakamlar çarpıcı: “Mobilya konkordato ilan eden sektörler arasında üçüncü durumda. Yatırım sermayesi çok düşük olduğu için 50 bin 100 bin lirası olan mobilyacı olabiliyor. Daha önce yüzde 50’lerde olan kayıt dışılık şimdilerde yüzde 30. Ama hâlâ çok yüksek. “
Kayıt dışılığın haksız rekabete neden olduğunu belirten Davut Doğan, “Bu firmaların bizim gibi tasarım, Ar-Ge dertleri yok. Düşünün bizde burada mühendis var, mimar var. 62 kişi çalışıyor ama diğer yanda sıfırla çalışan biri senin kataloğunu alıyor, kopyalayıp aynısını yapıyor. Bunun önlenmesi lazım. Bu aslında milli servetimizin kaybı demek. Ülkede sanayi envanterinin çıkarılıp bölgesel sınırlamalar getirilmesi lazım bütün sektörler için” dedi.
Davut Doğan’a taklit ürünlerle de mücadelesini sürdürüyor. Kendilerine zarar verenler belli bir ölçeği aştığında şikâyet ettiklerini belirten Davut Doğan; ancak binlerce firmanın aynı taktikle çalıştığına dikkat çekerek, “Hangi biriyle uğraşalım. Hukuk ordusu kursak yetişemeyiz” yanıtını verdi.
VATANDAŞLIK GÖREVİ
Kayıt dışı ile mücadelede devletin mücadelesinin yanı sıra vatandaşın bilinçli alım yapmasının da çok önemli olduğunu belirten Davut Doğan şunları söyledi: “Tüketiciler de vatandaşlık görevi olarak satın alacağı ürüne fatura kesiliyor mu, dikkat etsinler. Satış sonrası hizmeti varsa firmanın, garanti belgesi düzenliyorsa ve topluma yararlıysa sorun yok. Kısa vadeli düşünüp alırsa içindeki yayını, kumaşını vs sorgulamazsa sadece fiyatına bakarsa dönüp hesap soracağı kimseyi bulamaz. Çünkü satış sonrası hizmet garantisi yok o ürünün. Ayrıca çevreye duyarlı, sosyal sorumluluk projeleri yapan firmaları tercih etsinler derim. Biz şimdi bir kadın voleybol takımının sponsoruyuz. Vakfımız var, 200 öğrenciyi okutuyoruz. Biz farklılaşarak ayrışmaya çalışıyoruz. Örneğin kedi, köpek tırnaklarıyla kumaşa zarar verirse bedava değiştiriyoruz. İki yıl yerine yedi yıl garanti veriyoruz. Tiyatro kuruyoruz.”
HEDEF YÜZDE 40 BÜYÜME
Davut Doğan 2024 yılını grup olarak oldukça başarılı bir şekilde kapattıklarını, konsolide cirolarının yaklaşık 15 milyar TL olarak gerçekleştiğini söyledi ve ekledi: “Bu başarıda, mobilya sektöründeki güçlü performansımızın yanı sıra, enerji ve geri dönüşüm alanlarındaki yatırımlarımızın da önemli bir payı var. 2025 yılına oldukça iddialı hedeflerle girdik. Bütçe çalışmalarımıza göre, 2025 yılında konsolide ciromuzu 21 milyar TL’ye çıkarmayı hedefliyoruz. Bu, 2024 yılına göre yaklaşık yüzde 40’lık bir büyüme anlamına geliyor.”
5’İNCİ KİTAP ‘BÜYÜK OLSUN BİZİM OLSUN’
Mobilya sektöründe 42 bin üreticinin yanı sıra 20 bin kadar da perakende iş yapan firmanın bulunduğuna dikkat çeken Davut Doğan sektörde birleşme ve markalaşma gerekliliğini şu sözlerle açıkladı: “Küçük küçük işler yapılıyor. Oysa birleşmeler olmalı. Örneğin İnegöl. Mobilya ile anılıyor ancak İnegöl’de bizim fabrikamız büyüklüğünde bir fabrika yok. 5 bin mobilyacı var. Markalaşma sıkıntısı var. Birleşip İnegöl, Hatay, Ankara birer mobilya markası çıkarabilir. Hep böyle ‘Küçük olsun benim olsun’ anlayışı var. Ben yeni bir kitap yazmaya başladım. 5’nci kitabım olacak. Adı, ‘Büyük olsun bizim olsun.’ Birleşmeler şart. Mesela Modoko’da 350 tane mobilyacı var, Masko’da 750 tane. Adam böyle tutmuş mağazayı, iki katlı. Üç satıcısı, bir muhasebecisi, kendisi ve müdürü var. Dışarıda da kamyoneti duruyor. Yandaki komşusunda da aynısı var. Hatta mobilyalar bile neredeyse aynı. Halbuki aradaki duvarı yıksa her şey yarıya inecek.”
ALİAĞA’YA KİMYASAL DÖNÜŞÜM TESİSİ
Doğanlar Holding son yıllarda enerjiye oldukça ciddi yatırımlar yaptı. Aliağa’da bir kimyasal geri dönüşüm tesisi kuracaklarını hatırlatan Davut Doğan yatırım ile ilgili şu ayrıntıları paylaştı: “Şirketimiz Biotrend ile ABD’li Freepoint atık plastikleri değerlendirerek pazarlanabilir ürünlere dönüştürecek projeler geliştirmek üzere anlaşma imzaladı. Türkiye’den iki banka, biri devlet biri özel banka, hisse alacağını taahhüt etti. Burada şimdi sermaye oluşturmaya çalışıyoruz. İnşaatıyla ilgili de sözleşme aşamasındayız. Bizim Ege Bölgesi’nde çöpten elektrik üreten üç tesislerimiz var. Türkiye genelinde de 17 tane var. Biz Türkiye’nin en büyük çöpten (biogaz) elektrik üreten grubuyuz. Plastikleri ayrıştırıp satıyorduk. Şimdi yüksek teknoloji ile orijinal hammaddesine çevireceğiz. Kâr marjı yüksek kaliteli plastik elde edebileceğiz.”
Davut Doğan’ın verdiği bilgilere göre ilk aşamada 60 bin ton kapasiteli olacak Aliağa tesisinin ardından ABD’li firma ile yapılan anlaşma kapsamında İstanbul, Ankara ve Bursa’da da aynı tesisten kurulacak. Böylece proje 240 bin ton kapasiteli bir yapıya ulaşılacak.
(Haber Merkezi)