BİGA'DA SEÇİMLER - BÖLÜM 2

Meclis-i Mebusan, İstanbul’un işgal edilmesi ile dağıldı. Mebusların bir kısmı Malta’ya sürgüne gönderildi. Bir bölümü, Mustafa Kemal Paşa’nın davetiyle Ankara’ya gittiler. Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyetleri adına, Heyet-i Temsiliye Başkanı Mustafa Kemal Paşa’nın çağrısıyla seçimlerin yenilenmesi yoluna gidildi. Ancak, kimi yerde işgal nedeniyle seçim yapma olanağı yoktu. Zaman da çok dardı. Ayrıca çeşitli tartışmalar, karşı çıkmalar da yaşandı. Tüm yurttaşların oy kullanacağı bir seçim sistemi haliyle uygulanamadı. Tüm vilayetlerde, sancaklarda, livalarda Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinin önerdiği adaylar BMM üyesi olarak seçildi. Mart ayı içinde gerçekleşen seçim sonucu 23 Nisan 1920’de Ankara’da, o zamanki adıyla “Büyük Millet Meclisi” açıldı.

Biga adına Ahmet Hamdi Bey (Dumrul), Hamit Bey (Karaosmanoğlu) ve Mehmet Bey (Dinç) BMM üyesi olarak Ankara’ya gönderildiler. Ahmet Hamdi Bey, Ayvacık doğumlu bir din adamıydı. Hamdi Karaosmanoğlu’nun Biga ile bir ilgisi yoktu. İstanbullu bir hukukçuydu. Mehmet Bey ise rüştiye mezunuydu. Ezineli olan Mehmet Bey, Biga’da dava vekilliği yapmıştı.

BMM’de, iki ayrı grup vardı; “1. Grup” diye adlandırılan çoğunluk Mustafa Kemal Paşa’nın yanında yer alıyordu. “2. Grup” diye adlandırılan muhalif grupsa, kimi otoriter uygulamalara ve kuvvetler ayrılığına aykırı görülen yasalara karşı çıkıyordu. Biga Mebusu Ahmet Hamdi Bey, 2. Grup’la birlikte hareket eden mebuslardandı.

I_TBMM Binası, Millet Bahçesinden görünüm (Ankara Büyükşehir Belediyesi Arşivi)

Meclis açıldıktan birkaç ay sonra İstanbul Hükümetinin Sevr Anlaşmasını imzalaması BMM’de büyük tepkiye yol açmıştı. Biga (Çanakkale) Mebusu Ahmet Hamdi Bey, Bigalıların duygularına tercüman olarak bir önerge vermiş ve bu anlaşmanın kabul edilemeyeceğinin ülkeye ve bütün İslam âlemine duyurulmasını istemişti. Bu önerge şöyleydi:

“Büyük Millet Meclisi Riyaseti Celilesine Bazı köylülerimiz Büyük Millet Meclisinin mukaddes gayesini henüz anlayamamış, sureti haktan görünen birtakım iblislerin iğfalâtına kapılmış vatan ve milleti kurtarmaya çalışan mücahidinimizin makamı hilâfete karşı isyan ederek milleti islâmiye aleyhine harp etmekte oldukları zannına düşürülmüş. Bu zihniyette olan gafilleri Heyeti Vekilemiz tekrar ikaz etsin. Yağmager Avrupa şakilerinin vatanımızı nasıl parçaladıklarını, milletimizi ne suretle mahvetmeye çalıştıklarını anlatsın…”

Kurtuluş Savaşı’nın en çetin dönemlerinde, büyük kargaşa içindeki Biga’yı BMM’de temsil eden milletvekilleri Anzavur Ahmet İsyanı ile de meşgul olmak zorunda kalmışlardı. Biga’daki durum Mustafa Necati Bey tarafından şöyle anlatılmıştı BMM kürsüsünde:

“Anzavur melunu bundan altı ay mukaddem birinci isyanında süratle tenkil edildikten sonra ikinci bir isyan ihzarından geri kalmamış ve bu ikinci isyan Biga ahalisinin himmetiyle yatıştırılmış ve Bigalılar Anzavur ile kanlı müsademelerden sonra tenkile muvaffak olmuşlardır. Öyle olduğu halde maatteessüf Anzavur'un üçüncü isyanında en emin kuvvetini Bigalılar teşkil eylemişlerdir. Anzavur'un Balıkesir ve Biga sancakları civarında vukua getirdiği isyanlar daima yatıştırılmış ve avenesi tenkil edilmiş olduğu halde müteaddit defalar o muhitte yeniden gaileler ihdası ikinci propagandasının kuvveti ve para tesiriyle olmuştur. Fakat Anzavur'un propagandaya verdiği ehemmiyet hakikaten şayanı ehemmiyettir. Otuz haneden mürekkep bir köy halkının yedi sekiz yüz mevcutlu bir kuvvetimize saatlerce mukavemet ettikten ve o köy kısmen harap ve türabolduktan sonra arzı teslimiyet etmesi Kuvayi Milliye aleyhinde kendilerine verilen fikrin onların hissiyatı diniye ve milliyesini tahrik edecek mahiyette bulunmasından mütevellittir. Bu köylüler arzı teslimiyet ettikten sonra kendilerinden icra edilen tahkikat ve tetkikatta pek samimî olarak itiraf eylemişlerdir ki; (Kuvayi Milliye izmir'i Yunanlılara vermiş, İstanbul'da Halifemizi İngilizlere satmış, şimdi Padişah el altından Anzavur Paşayı ve Gâvur İmamı göndermiş, fetva çıkarmış, beni milletim kurtarsın) demiş. Bu hisle köylü de silâha sarılmış ve ölümü hayata tercih ederek pek şiddetli hücumlar etmiştir. Şimdiye kadar olan tecrübe neticesi olarak arz ederim ki; kalblerin fethi için silâhtan evvel söz lâzımdır.”

23 Nisan 1920’de açılan 1. Meclis, Milli Mücadelenin başarıyla sona ermesi üzerine Nisan 1923’te seçim kararı alarak dağıldı.

Yeni seçimlerde Biga’dan (Çanakkale’nin bütününü temsilen) bir önceki mecliste de yer alan Mehmet (Dinç) Bey’in yanı sıra Samih Rıfat Bey ve Şükrü Bey milletvekili seçildiler. Samih Rıfat Bey’in Çanakkale ile ilgisi yoktu; daha sonra TDK Başkanlığı da yapacak olan Samih Rıfat, merkezden aday gösterilmişti. Şükrü Bey de Biga (Çanakkale) milletvekilliğine merkezden aday gösterilmişti. Bu dönemin kayda değer en önemli olayları Lozan Antlaşması ve Cumhuriyetin ilanı oldu. Yeni seçimler 1927’de yapıldı.

3-2

2-2

1-5