KUPÜRLERDEN YANSIYANLAR
1990’lı yılların başlarında özel televizyonlar bugün ancak internette görülebilecek çeşitlilikte programlar yayınlıyordu. Özel televizyonlar kurulmaya başlamış ama henüz yasal düzenleme yapılmadığı için söyleşi programlarında göğüslerini açan şairelerden, bir arada görmeye alışık olmadığımız farklı siyasi kutuplardan hatiplerin dehşetli tartışmalarına kadar birbirinden ilginç programları, fal taşı misali açılmış gözlerimizle izliyorduk.
Yılbaşından yılbaşına icazet verilen dansözler ikide bir ekrana çıkmaya ve eskisi kadar da ilgi çekmemeye başlamıştı.
Arabesk bile sıradanlaşmış, sürekli televizyonlarda yer alıyor, yasaklı yılların tadını vermiyordu.
Tartışma programları ise seçimden seçime yapılırdı. Bunların en meşhuru 1983 seçimlerinde Halkçı Parti lideri Necdet Calp, Anavatan Partisi lideri Turgut Özal ve Milliyetçi Demokrasi Partisi lideri Turgut Sunalp’in katılımıyla gerçekleşmişti.
Özal yapacaklarını açıklarken, o güne kadar tanık bile olmadığımız özelleştirme diye bir şeyden bahsederek cümlemizin tüylerini diken diken etmiş, konu Boğaz Köprüsü’nün bile satılmasına gelince, Necdet Calp, televizyonların renkli olmamasına rağmen hepimizin açıkça gördüğü gibi, kızararak, “Sattırmam!” diye tutturmuştu.
Neyse, konuyu dağıtmayalım…
İşte bu tartışma dışında televizyonlarda kıran kırana tartışma izlememiş bizler için 1990’lar bu nedenle ilginçti.
***
Oysa bu geleneğin televizyonun yaygınlaşmasından çok önce Biga’da var olduğunu biliyor muydunuz?
Cahit Renda tarafından yayınlanan Birlik gazetesinden öğrendiğimize göre 1968 yılının 25 Şubat gününün akşamı Biga’daki tüm siyasi eğilimlerin temsilcileri bir açık oturum gerçekleştirmiş.
Yine gazetenin haberinden öğrendiğimize göre, farklı siyasi yelpazelerin temsilcileri “gayet olumlu ve yapıcı bir hava içinde meseleyi” ele almışlar.
Biga Yüksek Tahsil Talebe Cemiyeti tarafından düzenlenen açık oturumun konusu, “Biga’nın İktisadi Durumu ve Geleceği”ymiş.
Yarım asır önce Biga siyasetinin en önemli şahsiyetleri konuşmacı olarak katılmışlar: Muzaffer Bozkurt, Lütfü Okyay, Hasan Dedeoğlu, İsmet Dereli, Mustafa Kumral, Osman Nuri Babi, Adnan Özdil ve Süleyman Nalça…
***
Gelelim Bigalı aydın ve siyasetçilerin, Birlik gazetesinden yansıyan Biga vizyonuna:
“Oturumdan beyan olunan fikirlere göre, varılan neticeyi oturumu yöneten Şükrü Atadan, şöylece bağlamıştır:
Biga’nın İktisadî bünyesi esas itibariyle ziraata dayanmaktadır. Buna bağlı olarak, ticaret de ehemmiyetli bir yer tutar. Ancak, ziraat alanındaki gizli işsizlikle istihsal noksanlarını giderici çare ve hareketlere lüzum vardır. Zirai istihsali arttırıcı tedbirler olarak sulama, gübreleme ve müstahsili motorlu araç ve gereçlere sahip kılma işlerine önem verilmeli, özellikle gübre ve zirai motor ve makinaların köylüye intikali daha ucuza sağlanmalıdır.
Bu arada Biga çevresi için büyük ehemmiyet arz eden hayvancılık da islâh edilmeli ve kümes ve ahır hayvancılığı geliştirilmelidir. Ziraî ürünlerin daha iyi değerlendirilmesini ve müstahsilin emeğinin hakiki karşılığını almasını teminen kooperatifçilik yaygın hale getirmelidir.
Buna ilaveten Biga iktisadiyatının kuvvetlenmesi ve dolayısıyla gizli işsizliğin giderilmesi için, sınai teşebbüslere de geçilmeli, tercihan özel teşebbüs olmazsa, Devlet eliyle Biga çevresinde ham madde imkânlarına göre; zirai ürünlerin değerlendirilmesine yarayacak fabrikalar yem, süt, çimento, modern tuğla ve kireç, hafif inşaat malzemesi ve linyit briketi sanayii ele alınmalıdır. Tabii bu bir etüt meselesidir. Hangisi daha iktisadi ise ondan başlanabilir. Biga Barajının gerçekleşmesi ise en önemli iştir. Ve Biga’yı her yönden ihya edecek bir teşebbüstür. Mutlaka yapılmalıdır.”
Birlik
Sahibi: M. Cahit Renda
26 Şubat 1968, Sayı: 377/1812 Sayfa: 1