Tarımsal üretimde sürdürülebilirliğin sağlanması için üretici zararının karşılanması veya en aza indirilmesinin bir zorunluluk olduğunu, bunun da sigorta yoluyla sağlanabildiğini bildiren ErgünN, sözlerine şöyle devam etti. "Doğal afetlerin tarım ve hayvancılıkta neden olduğu zararları, ticari ve kar amacı olmadan sigorta prensipleri çerçevesinde güvenilir ve sürdürülebilir bir sistemle kısmen de olsa karşılayıp üreticilerimizi uzun vadede gelir istikrarına kavuşturmak ve böylece üretimde devamlılığı sağlamak amacıyla, 2005 yılında Tarım Sigortaları Kanunu çıkarılmıştır. Tarım Sigortaları Kanunu, 2006 yılından bu yana uygulanmaktadır. Tarım sigortaları uygulamasının başladığı ilk yıl, kapsamdaki konular yetersiz kalmış, üretici talepleri birliğimizin doğrultusunda her yıl kapsama alınan riskler ve konular genişletilmiş, sigorta kapsamı artırılmıştır. 2021 yılında desteklenecek risklerin çeşidi ve kapsamı genişletilmiş olup bu yıl ayçiçeği ürününde kuş zararı ve seraların doğal afetlerle yıkılması karşısında hasarlı seranın zararının karşılanması yanı sıra taşıması ve nakliyesi de karşılanıyor buna rağmen 2006 yılından bu yana sigorta yaptıran üretici sayısı, sigortalanan alan miktarı hızlı bir şekilde artmakla birlikte henüz yeterli seviyede değildir." Dedi. Bu durumun nedenlerinin başında çiftçide oluşan “Tarsim sigortası yaptırsam sigorta zararımı karşılamıyor” algısı yatıyor, bu algıyı yıkmak için yıllardır belirttiğimiz üzere %9 olan muafiyet oranı derhal kaldırılmalı ve tarım sigortaları konusunda eğitimlere öncelik verilmesi gerektiğini ifade eden Ergün, üyelerini 2021 yılı ÇKS belgelerini yaptırırken ürünlerini sigortalamaya çağırdı.