MUHTARIN KÖŞESİ - Biga Kaymakamı Sayın Mustafa Can’ın himayelerinde, İlçe Tarım Ve Orman Müdürlüğü tarafından organize edilen, Taşoluk Barajı Sulaması 2. Kısım İnşaatı ile ilgili bilgilendirme toplantısı, Biga Ticaret ve Sanayi Odası Salonu’nda yapıldı Baraj havzasında bulunan köy muhtarları ve köylerdeki kooperatif yetkililerinin de davetli olduğu organizasyonda; esas amaç İlçe Tarım Müdürü Sayın Fevzi Atmaca’nın ifadesiyle “konunun paydaşlarını bir araya getirmek ve bilgilendirme sağlamaktı”.
Biga Kaymakamı Sayın Mustafa Can’ın himayelerinde, İlçe Tarım Ve Orman Müdürlüğü tarafından organize edilen, Taşoluk Barajı Sulaması 2. Kısım İnşaatı ile ilgili bilgilendirme toplantısı, Biga Ticaret ve Sanayi Odası Salonu’nda yapıldı Baraj havzasında bulunan köy muhtarları ve köylerdeki kooperatif yetkililerinin de davetli olduğu organizasyonda; esas amaç İlçe Tarım Müdürü Sayın Fevzi Atmaca’nın ifadesiyle “konunun paydaşlarını bir araya getirmek ve bilgilendirme sağlamaktı”.
Bu amaç doğrultusunda DSİ 25. Bölge Müdürlüğü ve DSİ 252. Şube Müdürlüğü ile inşaatın yüklenici firma yetkilileri sunumda bulundular. Öncelikle konunun takipçisi olan ve hususun taraflarını bir araya getirmeye yönelik çabalarından dolayı sayın kaymakamımız ve müdürümüze şahsım ve köylülerimiz adına teşekkür ederiz. Aşağıdemirci muhtarı olarak göreve başladığımdan bu yana en önem verdiğim husus, bu sulama projesinin köyümüzün daha ileri noktalarına kadar varması oldu. Sayın Grup Başkan Vekilimiz Bülent Turan Bey’in organize ettiği ilk toplantıdan bu yana, her ortamda bu konuyu defaatle dile getirdim (Son toplantı yedincisi idi). Görevim süresince de katıldığım her organizasyonda bir kez, bir kez daha dile getirmeye devam edeceğimden hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Ama maalesef bir mesafe kaydedemedik.
Bu satırlarımın iki muhatabı var: Birincisi köylülerim. İkincisi de siyasiler ve bürokrasi yetkilileri. Taşoluk Barajı’na kuş uçuşu en yakın köyler olan Sazoba, Ambaroba, Yukarıdemirci ve köyüm Aşağıdemirci’yi ilgilendiren ve maalesef yok sayan bu proje sakat doğmuş bir çocuktur. Bu dört köyü üvey evlat muamelesi ile adeta cezalandıran kapalı devre sulama sistemi bugün bitse bile Aşağıdemirci ve Yukarıdemirci’ye cüzi bir katkı sağlayacak; diğer köyler ise zaten bu projede hiç yoklar. Hal böyle iken, bu konu ile ilgili olarak hiç kimse tepki vermemizden rahatsızlık duymasın. Köylülerim haklı olarak, muhtardan bu konu ile ilgili girişim ve çözüm bekliyorlar. Onların beklentilerini görmezden gelmek; yapmaya çalıştığımız muhtarlık görevine yakışmaz. Diğer köylerin bu konuda pasifliğini de gördüğüm için yazımın bundan sonrası sadece Aşağıdemirci Köyü ile ilgili olacak.
Önce bu tespiti ortaya koyup; sonrasında da 90 bin dönüm arazinin sulanması hedeflenen projenin prematüre olduğunu vurgulayayım tekrar. Nasıl bir kurgudur ki köylülerimin de alın terinin, verdiği verginin ürünü olan bir baraj maalesef ki bizlere hizmet vermeyecek. Bu sorumun muhatapları kendilerini Aşağıdemircililer yerine koysun ve sorunun cevabını versin. Birkaç yüz dönüm arazinin zaten bir şekilde sulandığı bir arazinin geri kalanı buğday yorgunu. En fazla nadas çıkarmak için ayçiçeği ekiliyor. Koca meranın kalanı ise yaz boyunca kupkuru. İşin özeti, ek dik 250 kg buğday… Proje bittiğinde diğer köylerle tarım ve hayvancılık noktasın olan yarışın mağlubu belli: Benim köylülerim. Havzadaki diğer köyler çift ürünle sezonun kapatırken; bizler bir türlü buğday veriminin art(a)madığı tarıma mahkûmuz. İşin kötü tarafı ise şu: Bu konunun sürüncemede kalması ile ilgili dedikodu çarkı sürekli dönüyor. Belki de en masum olanlar, bu faturayı ödemek durumunda kalacaklar. Bir başka husus da şu: Teknik sebeplerden arazinin kalanına su verilemeyeceğini belirten DSİ yetkilileri talep edilen gölet için de “fay hattı” mazeretini öne sürüyorlar.
İnsan ister istemez sormak durumunda. Bu nasıl bir fay hattıdır ki, bir iki kilometre ötede bir gölete ve üç beş kilometre ötede bir baraja zarar vermiyor. Herhalde Hacıpehlivan Köyü Göleti ve Taşoluk Barajı ile bu fay hattının özel bir yakınlığı var... Hülasa edecek olursak: Gelin bu haksızlığa son verecek bir projeyi hayata geçirin. Ya yeni bir proje, ya da mevcut projede bir revize bu problemi çözün. Taşoluk Barajı’nın bitmesinden sonra, başlayıp biten Avrasya Tüneli, Marmaray, Yavuz Sultan Selim ve Osmangazi Köprüsü gibi Türkiye’nin yüz akı devasa projeleri hayata geçiren irade, Taşoluk Barajı’ndaki haksızlığı da giderecek kudrettedir. Temeli 2017’de atılan 1915 Çanakkale Köprüsü de son sürat devam ediyor ve 2022’de bitirilmesi planlanıyor. Hal böyle iken bölgeye ve ülke ekonomisine katkısı tartışılmaz olan bir projenin sürüncemede kalması kafaları karıştırıyor. Bu pilavın daha çok su kaldıracağı açık. Şimdilik bu kadar yetsin.