KIYIDA KÖŞEDE BİR YER
FİSYON MU, FÜZYON MU?
Her iki fizik terimini kısaca özetlemek gerekirse şu şekilde ifade edilir. Fisyon bir atomun ikiye bölünmesidir. Füzyon ise iki hafif atomun nükleer reaksiyonlar sonucu birleşerek daha ağır bir atom oluşturmasıdır.
Dünya değişirken ve gelişirken bizler bu gelişmelere ayak uydurmaya çaba sarf ederiz. En basit örnekle yağmur yağdığı zaman yağmurluk ya da şemsiye gibi korunaklı kıyafet ve objeler kullanırız. Doğa olaylarına bireysel uyum böyle gerçekleşiyor. Ve zaten doğal bir durumdur, değişime ayak uydurmak. Hatta çoğu zaman zaruridir. Bireysel anlamda durum böyle iken toplumsal ayak uydurma işi biraz da bizleri yönetmesi için seçtiğimiz kişilerin inisiyatifine bırakılmıştır.
Nükleer enerji; ülkemizde inşaatları devam eden yapılar ile ülke gündemini baya meşgul etmişti. Halbuki veriler Avrupa ve diğer nükleer enerji kullanan ülkelerin bu tip enerji kaynaklarını terk ettiğini gösteriyor. Daha az sera gazı ve daha az maliyeti olan GES sistemlerine geçişle çok uzun zamandır nükleer enerjiyi terk etmeye, bu tesisleri kademeli olarak kapatmaya başladılar. Kapatılan reaktörler bir yana biz de ülkemizde kurmaya çalışıyoruz.
1960'lı yıllardan beri füzyon çalışmaları devam ediyor. Atomu çok önceleri parçalara ayırabilen bilim insanları parçaladıklarını değil, parça parça olan atomları birleştirmeye ve bundan enerji sağlamaya çalışıyorlar. Basit bir anlatımla dünya üzerinde minyatür güneşler yapmak için çalışıyorlar. 5 Aralık 2022 tarihinde Amerikalı bilim insanları 2 birim enerji ile 3 birim enerji üretmeyi başardılar. Bir başka deyişle atomları birleştirmeyi başardılar. Çinliler bunu dev mıknatıslarla, Amerikalılar dev lazerlerle gerçekleştirdiler.
Atom ve enerji kelimeleri yan yana gelince ürkütücü olmuyor. Fakat ikinci üleşim savaşı bir atom bombası ile bitti! Bilim; insanlık yararına kullanıldığı sürece önemlidir. Bilim insanları; füzyon ile alakalı bu önemli bilimsel gelişmenin, önümüzdeki yıllarda daha verimli ve doğaya neredeyse sıfır zararlı enerji kaynaklarının ortaya çıkacağını söylüyorlar. Bu bağlamda atom bombasından daha güçlü bir atom bombası yapılmadığı sürece, bir fizikçi olmamakla birlikte füzyon ile sağlanan enerjiden yana olduğumu belirtmek isterim.
MERSİN VE TERSİN!
‘Ülkemizde bilimsel anlamda çalışmalar yapılmıyor’ demek abes ile iştigal olur. Fakat bizim gündemimizi bu bilimsel çalışmalardan ziyade insani ve toplumsal olaylar şekillendiriyor. Gün geçmiyor ki canımızı sıkmaya devam eden bir olay yaşanmasın. Kadın cinayetleri, çocuk istismarları, yolsuzluklar, haksızlıklar almış başını gidiyor. Televizyon ekranlarında yer alan gündüz kuşağı programlarında cinayet, çocuk istismarı, aldatılma, dolandırıcılık gibi olaylar ile aslında toplumun geldiği noktayı gözlüyoruz. Ve bu durumu içselleştiren, normal olarak karşılayan büyük bir kesim var. Rating uğruna mı bilinmez ama bütün o yayınlar zihinlerin algısına yansıtılan, olmaması gereken olgular silsilesi…
Aslına bakarsanız bu durumun genel anlamda idarecilerin söylem ve eylemleri ile alakalı olduğunu söylemek için müneccim olmaya gerek yok. Yerelden genele idareciler söylem ve eylemi ile çoğu zaman çelişiyor. Ya biz seçenler onları seçerken yanlış tercih yapıyoruz ya da onlar seçildikten sonra yanlış tercihleri ile bu duruma şekil veriyor. Günün sonunda kaybeden toplum ve onun bilinci oluyor.
"BİGA ESNAFI CANDIR!"
Biga Belediye Başkanı sayın Bülent Erdoğan'ın sosyal medya hesabından paylaşacak bir şey olmayınca sıkça paylaşılan sözlerden biridir, ‘Biga esnafı candır!’
Sanırım 25 Kasım Kadına Şiddet ile ilgili emanet söyleminden başka söylem olmadığı için herhangi bir paylaşım bu sene göremedik!
Aaa! Biga esnafı candır…
‘Sular kesilecek!’ duyurusunu belediye sosyal medya hesaplarından görmemiz ile suların kesilmesi aynı ana denk geldi. Ne hikmetse esnaf sanırım o ara can değildi! O yüzden belediye sayfalarından paylaşıldı.
Vatandaş…? Boşver şimdi vatandaşı...
4 yıla yakın zamandır iktidar, ama pancar deposu için son dakika gündem dışı konu meclise geliyor. Adama sormazlar mı; ‘Yahu bu seçim vaadi değil miydi? Seçimler yaklaşınca mı aklınıza geldi?’ Hadi meclise getirdiniz. Neden yumurta tavuk ardına gelince getiriyorsun? Yahu muhalefete konu hakkında fikirlerini sorsanız kıyamet mi kopar? Ha pardon! Meclis aritmetiği lehinize dönmüştü!
Esnaf…? Heh! O candır işte.
Tüm ülke çocuk istismarı ile çalkalanırken o günden bugüne kınayan bir mesaj göremedik! Niye? Tarikat ile bağlantınız mı var? Kimse kusura bakmasın. Bu olay münferit bir olay kategorisine konamaz. Ota ‘ok’a (Yay ile atılan ok. Ok.) paylaşım yapıyorsunuz? Toplum içinde yarattığı etkiye istinaden iki çift laf edemediniz. Siz bu şehrin ‘el emin’i değil misiniz? Size, toplumu yaralayıcı bu olayı kınadığınız için laf söylenmesinden mi çekindiniz?
Amma velakin ‘Biga esnafı candır’, öyle değil mi?
Eller gider Mersine, biz gideriz tersine…
‘Hepimizin(!) Bigası’ndan sevgilerle efendim…