Atlas, temmuz sayısında bir uçtan bir uca Çanakkale kıyılarını turluyor; ilin Ege, Marmara ve Çanakkale Boğazı’ndaki koylarını, plajlarını, benzersiz sahillerini ziyaret ediyor. Denizlerin kesişme noktası olan, denizcilik kültürümüzde önemli yer tutan Çanakkale, bir yandan da plansız yapılaşmanın tehdidi altında. Atlas, geniş bir dosyayla Çanakkale kıyılarını ele alıyor.
Derginin Temmuz sayısında Deniz Bilimleri Uzmanı Dr. Özgür Emek İnanmaz'ın görüşlerinin de yer aldığı makalede, Karabiga kıyıları da kendine yer buldu.
İŞTE O YAZI:
Marmara Denizi'nin doğal kalmayı başarmış nadir köşelerinden Karabiga kıyılarındaki mağaralar Akdeniz foklarını ağırlıyor. Çanakkale'nin Biga Yarımadası'ndaki Karabiga beldesi hala el değmemiş ve doğallığını kaybetmemiş kıyılara sahip. Zira Marmara'nın son doğal kıyıları burada. Marmara Denizi gibi ağır insan kullanımının olduğu bir iç denizde bu bir mucize. Burada, Karabiga Kale Burnu ile Şahmelek arasında ıssız ve insan faaliyetinin en az olduğu alanın sakinlerinden biri de Akdeniz Fokları. Karabiga ile Aksaz arasında foklar üzerinde saha çalışması yapan Dr. Özgür Emek İnanmaz; "Akdeniz Foku, Dünya Doğayı Koruma Birliği tarafından yayımlanan Kırmızı Liste'de soyu kritik derecede tehdit altında olan tür olarak sınıflandırılmıştır" diyor ve yöredeki bir mağarada yaptığı çalışmadan şöyle söz ediyor:
"Fokların bu bölgeye gelişi, bizim anladığımız kadarıyla çok yeni değil. Yaşlı balıkçılar da bu yönde konuşuyor. Bu nedenle onları misafir olarak değerlendiremeyiz. Dahası burada üremeye çabalıyorlar. Ancak fokların bu kıyılarda yaşayabilmeleri için, en azından kirlenmenin daha ileri gitmemesi gerekiyor. Fakat endüstriyel ve arıtmadan yoksun diğer atıklar bu bakımdan umut beslememizi zorlaştırıyor."
Dr. İnanmaz, şöyle devam ediyor: "Akdeniz fokları, Türkiye kıyılarında Ege'de Yeni Foça'dan Datça ile Kemer, Alanya ile Taşucu ve Hatay Samandağ ile Suriye sınırı arasında kalan sahillerde var olma mücadelesini sürdürüyor. Marmara Denizi'nde kalan son bireyler ise Kapıdağ Yarımadası, Adalar ve Karabiga arasındaki bölgede gözleniyor."
Akdeniz foku, biyolojisi gereği özellikle ücra kayalık kıyılara ve buralardaki denizden girişli kıyı mağaralarına gereksinimi olan bir dostumuz. Dahası, bu tip kıyılar olmadan tür varlığını sürdüremiyor. Sadece uygun kıyı mağaralarında yavrulayabilir, yavrusunu büyütür ve neslini devam ettirebilir.
Karabiga'da Akdeniz fokunun görüldüğü bir mağarayı örnek olarak gösterirsek, yaklaşık 25 metrelik bir tünel ağzı var. Su üstü girişli tünelin genişliği yaklaşık 2 metre. Tünelin sağ kanadında ana salon ve ana salonda fokların uyuması ve dinlenmesine uygun bir taşlık, diğeri kumluk iki kovuk bölüm bulunuyor.
YAZININ TAMAMI ATLAS DERGİSİ'NİN TEMMUZ SAYISINDA...