Aslında konuşulacak çok şey var. Kurum olarak hedefleri çok büyük. Görev tanımının çok üstünde işlerle kendini kısa sürede kanıtlamış ve çok çalışan bir alan başkanlığı burası. Ben sadece güncel sorular ile kısa bir söyleşi yaptım. Son zamanlarda Çanakkale ve Gelibolu tarafına yolunuz düşmediyse mutlaka planlarınıza alın. Müzeler, hastane, şehitlikler ve animasyonlu tanıtımlar ile tarihini öğrenmeyen kalmasın diye çok emek harcanmış ve çok da destek alınmış. Bu süre içinde neler hedeflenmiş, neler yapılmış kısaca Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir ile merak ettiklerimizi konuştuk.
“SORUMLULUĞU ÇOK BÜYÜK”
Türkiye’de az sayıda, yanılmıyorsam iki tane kurumdan birini yönetiyorsunuz. Bu nasıl bir his?
Çanakkale Tarihi Alan Başkanlığı Türkiye’nin ilk alan başkanlığı ve bunu kurarken Çanakkale Savaşları’nın 100’üncü yıldönümüydü ve ben milletvekiliydim. Burada alan başkanlığına neden ihtiyaç duyuldu, ne için kuruldu? Neden kuruldu ve nasıl kuruldu? Ben bunu çok iyi biliyorum. Alan Başkanlığı modeli Türk idare yapısında daha önce örneği olan bir kurum değil. Birçok kurumun yetkileri tek bir yere toplandı ve ortaya böyle bir kurum çıktı ve amaç ta buydu. 2015 yılından beri Çanakkale’de kendimize düşen rolü iyi oynuyoruz ve rağbet görüyoruz. Bu görev benim için hem mutluluk verici, hem gurur verici ama vebali de çok ağır. Uyutmuyor insanı bu sorumluluklar. Kolay değil yani. Bizler için maneviyatı bu denli yüksek topraklarda hizmet etmek mutluluk ve gurur veriyor ve sürekli çalışmak ve üretmek üzerine yaşıyoruz. Aktif olmak ve emek vermek zorundayız. Burada ‘Off’ demeye kimsenin hakkı yok. Zaten bu topraklar öyle bir şeyi kabul etmez. Dolayısıyla biz motivasyonumuzu bu topraklardan alıyoruz. Alan Başkanlığı bu memleketin ortak değeri olan Çanakkale ruhu gibi çok yüksek bir ruhun dolduğu topraklara hizmet eden hizmetkar bir kurum. Kendi kararlarını alıp uygulayabilen bir kurum ve yaptığı işler şu anda bilinirliği Türkiye’yi aşıp dünyaya ulaşmış bir kurum haline geldi. Hem çalışmalarımız sonucunda hem de projelerimiz ile. Kendimi Tarihi Alan Başkanı olarak değil de hadimi olarak görüyorum. Burada başkanlık olmaz. Burada çalışacağız ve üreteceğiz. Toprak altında yatan binlerce kefensiz insanı ve yaptıkları fedakarlıkları düşününce bizim yaptığımız çalışmalar onların yanında hiç kalır ama biz o büyük hatıraya sahip çıkmak için çalışıyoruz. Bunu yaparken büyük destek alıyoruz. Öncelikle Türk halkından aldığımız desteğimiz çok büyük. Hükümetimizin ve cumhurbaşkanımızın çok büyük desteği var. Biz de burada personelimizle yetkin ve güçlü işler yapmak için her gün daha çok çalışıyoruz.
“İLK ÖNCE İMAR PLANLARINI YAPTIK”
Tarihi Alan Başkanlığı kurulduktan sonra çok büyük değişiklikler gördük. Planlamaları kim yapıyor? Ekibiniz nasıl?
Tamamen bizim kendi ekibimiz ile çalışıyoruz. Öncelikle çok hızlı bir şekilde, çalıştığımız bölgenin imar planlarını yaptık. Şu anda her ölçekte planlı bir bölgeyiz ve bu kolay bir şey değil. stratejik planımızı da yazdık. Şu anda ne zaman, nereye, ne yapacağımızı biliyoruz ve bunu güzel ekibimizle birlikte yaptık. Vizyon sahibi genç bir ekibimiz var. Bütün yapılanlar bu ekipten çıkıyor ve ortaya güzel bir iş koyduğumuzda tüm kurumlardan destek alıyorsunuz. İster Çanakkale'de, ister Ankara'da doğru işleri gördükleri için herkes bizim arkamızda. Tabiki Çanakkaleli olmanın avantajını da yaşıyoruz. Çanakkale dediğiniz zaman herkesin gözbebeği. Bu böyle olunca tüm Türkiye başarılı olmamız için destek veriyor ve ilişkilerimiz de iyi.
FESTİVAL GELECEK YIL DA YAPILACAK
Çanakkale’de kültür yolu festivali gerçekleştirdiniz. Çok beğenildi ve başarılı bulundu. Yenileri gelecek mi? Sizin için nasıl bir deneyimdi?
Bizim yaptığımız törenler ya da aktiviteler hep başarılı ve kaliteli olur. 9 Ocak’ta kongre merkezinde son düşmanın Çanakkale tahliyesi ile ilgili etkinler yapardık. TRT'den canlı yayınlanırdı. Çok kalabalık bir katılımla çok güzel bir etkinlik olurdu. Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul ve Ankara'da kültür yolu festivalleri yapınca tesadüf ben de oradaydım ve bunun Çanakkale'de olabileceğini söyledim ve bakanımız da ‘Tamam ama Alan Başkanlığı olarak bu işi siz koordine edersiniz’ dedi. Biz de seve seve bu sorumluluğu üstlendik ve sağ olsun bakanlığımız buraya bir kültür yolu festivali hediye etti. Ve burada 9 gün boyunca sanatın her dalından etkinliklerle 3 yaş grubundan 90 yaşına kadar herkese dokunan bir festival yaşadık. Çanakkale halkı çok mutlu oldu. Bizim halkımız sanatı, kültürü seven bir halk ve herkes kendinden bir şey bulabildiği için her aksam 30 bin, 40 bin kişinin geldiği etkinler yaşadık. Burada halk Çanakkale'de doğru etkinler olduğu sürece sahip çıkıyor. Biz de bunu görmüş olduk. Kültür ve Turizm Bakanımızın kendi ifadesidir, ‘İnşallah seneye bunu tekrar edeceğiz’ dedi. Devlette devamlılık esastır. Biz de arttırarak bu tip festival ve etkinliklere ev sahipliği yapmak istiyoruz. Aynı zamanda Çanakkale'deki halkın sosyal ve kültürel yaşantısına destek olmak istiyoruz. Belki seneye kalmaz, ufak tefek etkinlikler yine yapabiliriz Çanakkale'de.
“SİYASİ FİKİR BEYAN ETMEM DOĞRU OLMAZ”
Çanakkale siyasetinde zorlanıyor musunuz? Çanakkale’de zaman zaman eleştiriler de alıyorsunuz. Bunca başarılı çalışmaya rağmen neden bu eleştirileri aldığınızı düşünüyorsunuz?
Benim şu anda kamu görevim var ve siyasi bir fikir belirtmem çok doğru gelmiyor. Çanakkale gibi herkesin birleştiği bir yerde görev yapıyorum. Dolayısıyla siyasi bir beyanda bulunmayı doğru bulmuyorum.
“ELEŞTİRİLMEKTEN HİÇ ÇEKİNMEDİK”
Kamu görevinizi eleştirenlerden bahsediyorum?
Evet, o eleştirilebilir. Eleştirilmesi kötü bir şey değil. Bizim kendi ölçümlerimize göre büyük bir çoğunluk yaptığımız işleri destekliyor. Tabiki beğenmeyenlerin olması çok doğaldır. Yüzde 100 memnuniyet mümkün değil. Eleştirilere bakarız ve değerlendiririz. Gerekirse kendimizi daha doğru tarafa yönlendiririz. Eleştirilmekten hiç çekinmedik.
“UMARIM BİR GÜN OLUR”
Daha önce bir toplantıda Çanakkale’de opera salonu olmadığını ve haftada bir kültürel ve sanatsal aktivite olması gerektiği konusunda eleştiriniz olmuştu. Ne demek istersiniz bu konuda?
Bunlar artık ihtiyaç. Zaman içerisinde bunlar halk tarafından da dillendirildikçe gerekli kurumlar bu konuda harekete geçeceklerdir. Dünyada oynayan Troya Operası doğduğu topraklarda, Çanakkale'de oynayamıyorsa bu bir eksikliktir. Burada uygun bir mekan olsaydı, Murat Karahan şu anki opera genel müdürü ve Troya operasının da başrolü. Burada gelip Troya operasını oynayacaktı ama maalesef uygun salon bulunamadı. İnşallah bir gün olur.
“DÜNYADA İLK 3’E GİRMEK İSTİYORUZ”
Dalış turizmini çok önemsiyorsunuz. Bu konuda hedefiniz nedir? Dalış turizmi konusunda neler düşünüyorsunuz?
Dünyanın en önemli 3 dalış merkezinden biri olmak istiyoruz. Şu anda 21 tane dalış noktamız var. Dünyada böyle bir yer yok. Dünyanın en önemli su parkını yaptık buraya. 150 km'lik alanı taradık. 4 yıl boyunca çalıştık. 0.5 cm yanılma payıyla nerede ne var, hepsini biliyoruz. 1’nci Dünya Savaşı temalı su altı parkı dünyada sadece burada, Gelibolu'da. Bu batıkların hepsi dalışa açıldı ve çok merak ediliyor. Çünkü hepsinin hikayesi var ve insan hikayesini bildiği şeyi merak eder. Dalış camiası da burasını çok talep ediyordu. Askeri bölge olduğu için dalış yasaktı ve çok büyük talep vardı. Biz de bu talep üzerine çalışmaya başladık ve yasak bölge olmaktan çıkarıp su altı parkı haline getirdik. Pandemi süreci ve Ukrayna - Rusya Savaşı gibi etrafımızdaki sıkıntılar tamamen sona erince dünyada dalış denince Çanakkale, bunlardan ilk 3'te akla gelecek. Mısır’a, Malta’ya gittik, dalış merkezlerini gördük, daldık. Hepsi Çanakkale’den haberdarlar ve merak ediyorlar. Turizm ve kültür anlamında bu batıkların dalışa açılması büyük bir işti ve biz de bunu başardık.
“UNESCO’NUN GEÇİCİ MİRAS LİSTESİNDEYİZ”
Uluslararası alanda tam olarak neredeyiz Çanakkale olarak?
Şu anda Unesco’nun geçici miras listesindeyiz. Ve bizim hedefimiz Tarihi Alan’ı dünyanın en çok ziyaret edilen açık hava müzesi haline getirmek. Ve şu anda o yolda ilerliyoruz. Oranın dokusunu, doğallığını ve özgünlüğünü koruyarak ama aynı zamanda rehabilite ederek de müzeleştiriyoruz. Restorasyonlarımızı büyük bir hassasiyetle yapıyoruz. Siperlerimizi bulup ortaya çıkartıp, onları tekrar ziyarete açık hale getiriyoruz. Savaş alanlarını elden geçiriyoruz. Tarihi Alan, dünyanın en iyi korunmuş savaş alanı ve en çok ziyaret edilen açık hava müzesi haline gelecek. Biz Avrupa’ya da gidiyoruz. Fransa, Almanya ve Belçika gibi savaşların yaşandığı yerlere gittik, gördük, inceledik. Müzelerini inceledik. Biz şu anda onlardan daha iyiyiz. Gerek Fransa’daki Verdun bölgesi, gerek Belçika’daki Ypres bölgesi, böyle bütün savaş alanlarını gördük ve onlardan çok daha iyiyiz şu anda. Geçenlerde Havaii’den Kuzey Pasifik Tarihi Alanlar Genel Müdürü geldi ekibiyle birlikte. Bu Pearl Harbor’un da içinde olduğu tarihi bölge. Bizi duymuşlar. 2 gün kaldılar ve her yeri gezdiler. ‘İnanılmaz’ dediler. ‘Bu kadar büyük işi ve dokuyu koruyarak nasıl yaptınız?’ dediler. Ve yine geleceklerini söylediler. Bunlar bizi çok mutlu ediyor. Bu şekilde Türkiye’de, dünyada örnek olmak hem sorumluluğu arttırıyor hem de hedeflerimizi korkmadan gerçekleştiriyoruz.
“AVRUPA’YI GEÇTİK”
Ulaşımın önemi de büyük değil mi?
Tabiki hava yolu ulaşımı daha kolaylaştı. Küçükkuyu tünelleri biti. Köprü aynı şekilde. Her geçen gün artan ziyaretçi sayımız var. Pandemiden önce yıllık 3,5 - 4 milyonu yakalamıştık. Yine o sayılara yaklaştık. Hatta bizi daha çok sevindiren bir gelişme ise bireysel gelişler arttı. Yani aileler çok gelmeye başladı. Bu demektir ki her ailede Çanakkale gündemi var ve görme isteği doğuyor. Tanıtıma bu yüzden önem veriyoruz. Çanakkale’yi her mecrada hatırlatmak için. 20 yıl önceki haliyle şu hali arasında çok büyük farklar var. Daha da iyi olacak. Şu anda zaten Avrupa’yı geçtik. Hem yönetim, bakım ve doğal güzellik anlamında hem de müzecilik anlamında. Bizim müzelerimiz Avrupa’dan çok daha iyi.
“ÖZEL BİR DUYGU BİGALI OLMAK”
Biga ile bağlarınız nasıl?
Biga benim memleketim. Çok sık gidemesem de doğduğum, büyüdüğüm ve hayatımın başlangıcıdır Biga. Arkadaşlarım, dostlarım var, görüşüyoruz. Biga’yı takip ediyorum. Biga’yla ilgili bir şey duyduğumda hemen kulak kabartıyorum. Hep daha iyi olsun isterim. Güçlü ve köklü bir yer. Bigalı hep iddialı olur ve hep önde koşar. Ben de dönüp baktığımda Bigalı olmanın avantajlarını hissediyorum. Özel bir duygu yani Bigalı olmak.
“ONLARIN HATIRALARINA HEP SAHİP ÇIKACAĞIZ”
Son olarak ne demek istersiniz?
Çanakkale her evin gündemi olmalı. Her evde ya çocuklar ailelerine ya da aileler çocuklarına Çanakkale’yi görmek istediğini söylemeli. En büyük hedefimiz Çanakkale’yi görmeyen, Çanakkale ruhunu teneffüs etmeyen Türk evladı kalmasın. Çünkü buradaki fedakarlığı hisseden çocuklar, yarın memleket için karar verici olduklarında, Çanakkale ruhunu kalbinde hissederek karar verecek. Daha milli düşünecekler. Çanakkale birlik ve beraberliğin zirveye çıktığı yer ve gelecekte en büyük zorlukları aşacağımız motivasyonumuz Çanakkale ruhu. Birçok noktada ayrışabilir insanlar ama ben bugüne kadar Çanakkale ile ilgili birleşmeyen kimse görmedim. Çanakkale olunca kalpler başka atmaya başlıyor ve akan sular duruyor. Biz de Alan Başkanlığı olarak bu hassasiyetleri göz önüne alarak çalışıyoruz, tamamen birleştirici bir şekilde. Biz burada ne yaparsak yapalım şehitlerimiz için hepsi az. Biz onları çok seviyoruz. Hatıralarına saygı gösteriyoruz. Unutmadık, unutmayacağız ve unutturmayacağız. Bu yaptıklarımız bunun göstergesidir. Aynı zamanda Çanakkale Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi bir büyük lideri tarih sahnesine çıkartan yerdir. Mustafa Kemal Atatürk bir Çanakkale Kahramanıdır. İnşallah Mehmetçiğin, Seyid Onbaşının, Esap Paşaların, Cevat paşaların, Bigalı Mehmet Çavuşların, Mustafa Kemal Atatürklerin hatıralarını hiç unutturmayacağız ve hep canlı tutacağız. Onların emanetlerine hep sahip çıkacağız.
(Röportaj: Çiğdem Özden Demiray)