KIYIDA KÖŞEDE BİR YER
Caddeler bulunduğu şehrin rengini, sosyal hayatını ve kültürünü yansıtır.
Bilmediğiniz bir şehre gittiğinizde zihninizde oluşacak ilk izlenimlerden biri şehrin giriş caddeleridir...
Biga ise cadde anlamında benzeri ölçekteki ilçelere göre birden fazla caddesi olan ilçelerden.
Bursa yönünden gelenlerin Biga'ya giriş kapısı olması sebebiyle, Kıbrıs Şehitleri Caddesi önemli bir yere sahiptir. Yani; ilk intiba kapıda başlar söyleminin karşılığı olarak, Biga'nın önemli caddelerinden birisidir.
Son dönemde Biga Belediye Meclisi ve dolayısıyla Bigalıların gündeminde olan aydınlatma direklerinin buraya kondurulması, polemiklere sebebiyet vermişti. Bu konu hakkında yazmak ve böylesine etkin bir alan sayesinde fikirlerimi paylaşmak cazip bir durum...
Biga Belediye Başkanı, meclis toplantılarında ve hemen her alanda bu projenin(!) prestij projesi olduğundan bahsetmişti.
Biga'nın prestiji yani saygınlığı ile alakalı bir konu olduğu etkin bir isim ile sürekli dillendirildi. Mülkî amirlerden birisi yani Belediye Başkanı tarafından dillendirdi.
Her ne kadar seçimle yani halkın teveccühü ile iktidarı, muhalefeti ve bağımsızı o koltukta otursalar da bu ve benzeri konuların, kamuoyunun fikrinin alınarak yapılması gerektiğini düşünüyorum.
Örneğin; Temmuz ayı meclis toplantısında 1. oturumunda, Ak Parti meclis sıralarından Fatih beyin söz alıp “Şu şu geldi, baktık, üçe indirdiğimiz örneklerden en güzelini seçtik!"...
Yerine;
“Bizim üçe indirdiğimiz örnekler içinden, en güzeline Bigalılar karar verdi" demiş olsaydı, sizce bu polemikler olur muydu?
Gerçi son meclis toplantısında bunun muhalefete bile danışılmadan ifa edildiğini gördüm. Ben yaptım, oldu anlayışının tezahürüdür...
Dolayısıyla şık olmamıştır. Hele ki yakın zamanda “Demek ki daha fazla diyalog kurmalıyız” diyen bir Belediye Başkanı varken!.
Direklerin; 22B maddesi kapsamında tek firmadan alınması! Her ne kadar kitabına uydurulmuş gibi dursa da mide bulantısına vesile oldu.
Aydınlatma direkleri Kıbrıs Şehitleri Caddesi'ne kondurulduktan sonra, meclise borçlanma yetkisi istemi ile getirilmesi etik değilken, yetki verilmeyince, “parası hazır zaten!“ demek, "sizi daha önce gitmediğim halkın önüne atıyorum" demektir.
Zaten var olan aydınlatma direkleri; gerekli işlevi görüyordu. Yollarda bozukluğu aşikâr alanların öncelikli olması gerekmez miydi?
Bir şehrin saygınlığı ile alakalı bir projeyi; her ne kadar halk tarafından seçilmiş kişiler olsalar bile, bu projenin en azından son haline halkın karar vermesi adına, iletişim kanallarını kullanarak halkın kendisine sorması söylem ve eylemin çelişmemesi adına önemliydi.
Zira istişare ve şeffaflık ilkeleri, üç buçuk yıldır dillerde pelesenk olmuştu.
Telefon kadar ya da ayda bir meclis toplantısı kadar uzak olduğu meclis üyelerine bile sormayanlardan, bunu beklemek bir tahayyülden ibaret gibi geliyor bana...
Aslında “zaten parası hazır” olan bir projenin, bu kadar uzun süre polemik konusu olması bile abes ile iştigal..
Prestij önemli. Biga hepimizin ise bu hepimizin prestiji ile alakalı bir durum. Bu projenin hepimizin, Bigalıların prestiji olduğunu net bir şekilde ifade etmekte sakınca görmüyorum.
Dolayısıyla Bigalı mühendislerin, sanatçıların kısaca alanında bilirkişi olanların fikir ve çalışmaları prestije ekstra prestij katacağı belli ki es geçilmiş.
Zira konu Şile Belediyesi'nden örneklenmiş olduğu fen işleri müdürü tarafından bizzat açıklanmıştı...
En azından bulunduğu şehrin rengini, sosyal hayatını ve kültürünü iyi bilen, yerel mühendis, zanaatkar ve sanatçıların katkısı ile ortaya çıkarılacak birkaç proje ile hem o şehre duyduğunuz ehemmiyeti gösterir, hem de söylem ve eylemleriniz çelişmemiş olur!
Son olarak; mantıklı insanlar bir eserin yapılmasına karşı değildirler.
Mantıklı insanlar; yapılan eserin kamunun zarara uğrayıp, uğramadığına bakar? Bir de etik değerler çerçevesinde yapılıp yapılmadığına, estetiğine bakar..
Saygıyla.