KIYIDA KÖŞEDE BİR YER
Uzun bir ara ve arınma sürecinin ardından tekrar merhaba...
Yazının başlığı öylesine atıldı. Siyasi mülahaza etmeyeceğim. Zira kalp kırabilir, yüzlerin (Eğer biraz ar var ise) kızarmasına sebep olabilirim...
Bundan iki yıl önce dostlar ile balık avlamak bahanesiyle fotoğraf karesi ile ölümsüzleşen anı ve anın hissettirdiklerini karalamıştım.
Paylaşmak istedim. Buyurunuz..
Bir tutku..
Babanın evladına, bir evladın babasına olan tutkusu!
Bir de ortak payda balık tutkusu var. Balık tutkusu bahane elbette, asıl tutkuya...
Onlar kayalıkların üstünde öyle güzel duruyorlardı, o kadar büyük gözüktüler ki, ben biraz aşağıda o kadar küçüktüm. Mutluluklarına, huzur dolu duruşlarına hayranlık duymak, işten değildi...
O anı ölümsüzleştirmek, aklıma tam o sırada gelmişti.
Hayatımızın; bir baba ve evladın oltayı attıkları denizden, oltaya vuracak balığı bekleme süresi kadar kısa olduğunu çoğu zaman unutuyoruz. Uzun dediğimiz ortalama 70 sene, çok kısa bir an! 'Göz açıp, kapayıncaya kadar geçti!' dediğimiz kadar işte.
Kıymet bilmek gerekiyor. Bir o kadar da dolu dolu yaşamak. Paylaşmak! Tutkularımızı, sevgilerimizi, mutluluklarımızı, acılarımızı... Paylaşırsak iyileşecek dünya.
Cahit ve Anıl sadece baba ve oğul değiller. Arkadaş, dost ve iki medeni birey oldukları için paylaşıyorlar. Başka bir isim ile adlandırıyor olabilirsiniz. Önemli olan paylaşmak.
O kadar çok ki dertlerimiz...
Kimimiz ufak şeylerle mutlu olabiliyorken, kimimiz çok daha fazlasıyla huzursuz ve mutsuz olabiliyor. Sevgili Cahit ve Anıl bana farkında olmadan o an çok fazla şey anlattı, hatırlattı.
Ben baba/oğul-evlat ilişkisinde genelde evlat tarafında oldum. Çocukları çok sevmeme rağmen büyük bir ihtimalle biyolojik baba ol(a)mayacağım! Çok kısa bir süre; babam dediğim adam aynı zamanda evladım oldu! Bu belki mübalağa olmuş olabilir. O zaman şöyle toparlayayım. Babamdı; saygı duydum, evladım gibi sevdim. Babam; son zamanlarında benim sosyal hayat içinde yaptıklarımı pek anlamlandıramamıştı. Allah yerinde dinlendirsin.
Cahit ve Anıl. Farkında olmadan bana hissettirdikleriniz, düşündürdükleriniz için teşekkür ederim. Var olun...
12 Ağustos 2021 / Kara Biga