Cumhuriyet Halk Partisi Biga İlçe Başkanı Osman Öztürk ve Biga Belediyesi önceki dönem Belediye Başkanı İsmail Işık, bugün parti ilçe binasında gündemi değerlendirmek üzere basın toplantısı düzenlediler. Toplantıda daha önce ilçe başkanlığı sürecinde rakip olan her iki ismin de Biga gündemiyle yanyana gelmesi dikkat çekti.
EDS’lerden belediye çalışmalarına kadar çok sayıda konuya değinen önceki dönem Biga Belediye Başkanı İsmail Işık, toplantının sonunda ortaya bir şapka çıkardı ve ‘En son toplantımızda ‘Bir çivi çakın, şapkamızı asalım’ demiştim. Şapkamı getirdim. Bu şapka hala elimde. 2 yıldan beri bekliyoruz. Lütfen bir çivi çakın da biz de bu şapkayı asalım. Böyle masanın üstüne koymayalım” diyerek belediye yönetimini sert bir şekilde eleştirdi.
Işık açıklamasının sonunda MHP’ye de teşekkür ederken; “Dünkü meclis toplantısında özellikle MHP’li arkadaşlarımızın ranta değil, hizmete önem vererek vermiş oldukları kararlardan dolayı da kendilerine teşekkür ediyorum” dedi.
Basın toplantısında sözlerine; “Geçmiş kandilinizi tebrik ederim. Pandemi de artık yavaş yavaş Türkiye’de normal düzenine geçmeye başlayacaktır inşallah. Ne olursa olsun, savaşa hayır demek bizim Atatürk’ten öğrendiğimiz ‘yurtta barış, dünyada barış’ ilkesinin de bir gereği olarak şu andaki savaşı da lanetleyerek sözlerime başlamak istiyorum” ifadeleriyle başlayan önceki dönem Biga Belediye Başkanı İsmail Işık açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“O İHALEYİ YAPANLAR, BUGÜNKÜ YÖNETİMDİR”
“Bugüne kadar ilçe başkanımız yapmış olduğu basın açıklamalarıyla, belediye meclis üyesi arkadaşlarımız belediye çalışmalarıyla Biga kamuoyunu bilgilendirmeye çalıştılar. Fakat mevcut Biga’yı yöneten arkadaşlar, başta başkan ve diğerleri olmak üzere ne yazık ki hiçbir sorumluluk almama yolunu izliyorlar. Her şey için bir bahaneleri, bir sebepleri var. En sonda EDS’lerle ilgili bizi de suçlayıcı bir açıklama yaptılar. Öncelikle bu duruma bir açıklık kazandırmak istiyorum. Biz göreve geldiğimizde Biga’da devlet hastanesi önünde ve Atatürk Kültür Merkezi önünde olmak üzere bir anlık hız denetleme sistemi vardı. Önce bunun şehir içi bölümündeki 50 olan hız sınırlamasını otomobiller için 70’e çıkardık. Bu sistemin değiştirilmesi gerekti. Teknolojisinin eskidiğini söylediler. Bununla ilgili biz 2 Ağustos 2016 tarihinde oybirliğiyle bir meclis kararı aldık. EDS’lerin yapılması için belediye başkanına yetki verildi. Bir çalışma başlatıldı. Bizim hedefimiz Atatürk Kültür Merkezi ve devlet hastanesi önünü, yani yaya ve çocuk hareketliliğinin en yoğun olduğu bölgeleri biraz kontrol etmekti. Yeni sistemin hız koridoru şeklinde olması gerektiğini söylediler. Sonra biz bu işten vazgeçtik. Bu konuyu rafa kaldırdık. Hız tüneli tam bir tuzak ve bütün yolu etkiliyor. İhalesi tahmin ediyorum 2020 yılında yapıldı. 2021 yılında da uygulamaya başlandığında, ben belediye başkanlığı bırakalı 2 yıldan fazla zaman olmuştu. O ihaleyi yapanlar ve bunun kurulmasını sağlayanlar ve şehir içinin 50 yapılması tamamen bu arkadaşların yetkisinde ve onların istekleri doğrultusunda yapılmıştır. Bununla bizi ilişkilendirmelerine ben açıkçası bir anlam veremiyorum. Ciddi sıkıntılar oluştu. 100 bin – 200 bin gibi rakamlar konuşuluyor. Biga halkı zorda. Bunun ciddi anlamda revize edilmesi gerekir. Özellikle Can Hastanesi kavşağında kuyruklar oluşuyor. İnsanlar o trafik ışıklarını 2-3 ışıkta anca geçebiliyorlar. Bunun en hızlı şekilde çözülmesi, 50’nin de 70 olarak revize edilmesini, çevre yollarının da 82’ye yükseltilmesi gerekir. Türkiye’de genelde yapılan uygulama da bu yöndedir.”
“HANGİ PROJEMİZE SAHİP ÇIKTINIZ DA ŞİMDİ EDS’Yİ BİZE YIKMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ?”
“Öyle bir şey yok ama velev ki buradan biz sorumluyuz. Sanki bizim bıraktığımız her şeye bu arkadaşlar çok sahip çıktılar da, şimdi EDS’leri bize yıkmaya çalışıyorlar. Çalıştırılmayan katlı otopark, hazır bıraktığımız projeler, uygulama projelerini hazır bir şekilde bıraktığımız galericiler sitesi, kamyon garajı… Bunların hiçbiri yapılmadı. Galericiler Sitesi’ne başlandı. Galericilerden paralar toplandı. Ki galericiler sitesini yapmak istemekteki birinci amacımız, esnafları bir araya toplayıp, ekonomiye daha fazla değer kazandırmaktı. İkincisi de Biga’daki araç trafiğini ilgilendiriyordu. Çarşı içi biraz daha rahatlayacaktı. Bunların hiçbiri yapılmadı. Ben bunları bıraktım. Bunlara neden sahip çıkmadınız. Galericilerin paraları iade ettiniz. 5-6 aylık çalışmayla yapılacak işti. Adapark olarak ismini verdikleri yer, kafeteryasını ve altyapısını hazır bırakmıştık. 2,5 yıl sonra yolları yarım şekilde açtılar. Sahip çıkacaksanız önce bunlara sahip çıkın. Biga’yı ‘ben yaptım oldu’ anlayışıyla yönetmeye devam ediyorlar.”
“BELEDİYE KASASINA EDS CEZALARINDAN KAÇ PARA GİRDİ?”
“Bir de şunu sormak istiyorum. O EDS’ler 6-7 aydır Biga’da kullanılıyor. Buradan belediyeden kasasına bugüne kadar kaç para geldi? Hesap uzmanı olmayı gerektiren bir durum değil. Bigalılar neye rağmen bu sıkıntıları yaşıyorlar? Açıklanmasını istiyorum. İhale şartnamesini görmedik ama önce buraya yapılan yatırım çıkacak, ondan sonra kalan pay bunu yapan şirketle belediye arasında paylaşılacak, diye tahmin ediyorum.”
“İŞÇİLER HUKUK MÜCADELESİNİ KAZANIYORLAR AMA…”
“Mevcut belediye yönetimi, ‘belediyeden hiç kimseyi çıkarmadık biz’ dedi. 30’a yakın arkadaşımız çıkarıldı. Bunların büyük çoğunluğu da şu anda davalarının sonuçlanması neticesinde belediyeye dönmeye başladılar. Canları kimi isterse onu alıyorlar. Canlarının istemediklerini de çalışmak istedikleri halde tazminatlarını verip çalıştırmıyorlar. Çalıştırmaya karar verdiklerini de bir nevi mobbing uygulayarak, örneğin mezbahaneye gönderdikleri bayan arkadaşımız var. Bayanlar tuvaletinin bile olmadığı yerde çalıştırılmak zorunda bırakıldı. Bunun en basit deyimi mobbingdir. Bir an önce bunlardan vazgeçmelerini kendilerine rica ediyorum.”
“BELEDİYENİN SORUMLULUĞUNDA”
“Su taşkını yaşandı burada. Bu bir afet değildi. Su akması gereken bölümden aktı. Avcılar Köprüsü ile Mustafa Kemal Köprüsü arasındaki bizim otopark olarak kullandığımız alan aslında taşkın sahasıdır. Oraya araç park ettirilmesi tamamen belediyenin sorumluluğundadır. Bu alan rahmetli Şükrü Kemerli’den beri kullanılmaktadır. Genişletme ve iyileştirme çalışmalarıyla son halini almıştır. Bizim zamanımızda da bunlar oldu. Ama geldik arabaları kaldırdık. Zamanında tedbir aldık. Hiç kimsenin mağdur olmasına meydan vermedik. Su taşkınları Biga’da zaman zaman oluyor. Eski karakolun arkasında Güneş Pasajı var. Onun altında bir dükkanı da bizim yeni göreve geldiğimizde su basmıştı. O dükkanın zararını da Biga Belediyesi tarihinde ilk olarak Encümen yetkisiyle ilgili firmaya ödedik. Çarşı içi yağmur suyu çalışmaları yapıldıktan sonra da bir daha böyle bir sorun da ortadan kalktı. Biga Belediyesi’nin sorumluluğunda olan bu alan için ‘Kampanya yapacağız. Oradan toplanan paralarla mağduriyeti gidereceğiz’ diyorlar. Siz ne iş yapıyorsunuz? Niye belediye var burada?”
“MİNİBÜSÇÜLER TEHDİT EDİLİYOR”
“10 tane minibüsü çalıştırmadılar. Hattı alan arkadaşların yatırdıkları paralara belediye itiraz etti. Belediye bunları geri ödemedi. O parayı belediye yok saydı. Bu belediyenin kasasına hat bedeli olarak girdi. Duyduğumuz kadarıyla da şu andaki minibüs işletmecilerine ‘100’er bin lira bize para verin. Biz bu hat bedellerini ödeyelim. Eğer vermezseniz, biz bir analiz yaptık’… Biga’nın ihtiyacı olan minibüs sayısı 76’ymış. 60 tane çalışıyor. 16 tane daha yeni minibüs çalıştırmakla tehdit ediyorlar. Minibüsçülere ödeme yapılacağı zaman 100’er bin lira minibüsçüler versin. Arabalar suyun içinde kalıyor, kampanya yapalım. Belediyeye de çok gerek kalmıyor o zaman. Görevinizi yapın ve vatandaşın mağduriyetini giderin.”
“UZUNSU VE ASMALI DERELERİ…”
“Daha önce de söyledim. Bir kez daha ifade etmek istiyorum. Uzunsu ve Asmalı derelerinin de bir an önce ıslah edilmesi gerekiyor. Yeniceköy ve Kalafat derelerinin de ciddi anlamda taşkınlara sebep olduğunu biliyoruz. Bunların tamamlanmasının tüm yetkililerden rica ediyorum. Bakın, görüyorsunuz. Bir gecede 25-30 araç su içinde kaldı. Hala bulunamayanların olduğu söyleniyor.”
ATATÜRK’E HAKARET
“Çok üzülerek izledik. Biga’da adı Atatürk Kültür Merkezi olan bir yapıda Atatürk düşmanları burada konuşturuldu. İlçe başkanımız bu konuyla ilgili gerekli açıklamaları yaptı. Ben şunu söylemek istiyorum. Birilerinin sorumluluk alması lazım. Belediye başkanının haberi olmadan belediyenin bir etkinlik düzenlemesinin mümkün olduğunu sanmıyorum. Sel oluyor, vatandaş sorumlu. Atatürk düşmanları geliyor, müdür sorumlu.”
“BELEDİYENİN DENGELERİNİ BOZMAYIN, DİYE UYARMIŞTIM”
“Biga Belediyesi’nde her şeyden ikişer tane var sorumlu. 2 tane şantiye şefi var. 2 tane su işleri şefi var. 2 tane başkan yardımcısı var. Ama işler olmuyor. Mesela kendisini tanımam etmem, Fen İşleri Müdürümüz Biga dışından geldi ve Biga’yı bilmeyen bir arkadaşımız. Çok iyi bir mühendis olabilir ama Biga’da nerede sıkıntı olduğunu, suyun ne zaman, nereden geleceğini bilebilecek tecrübeye sahip bir arkadaşımız olsaydı, belki de bu sorunlar daha az yaşanırdı. Daha önce göreve yeni geldiklerinde arkadaşlarımızı uyarmıştım. ‘Biga Belediyesi’nin dengelerini bozmayın’ diye. Biga Belediyesi bu bölgede örnek gösterilen bir belediyeydi. Birçok belediye, Biga Belediyesi’nin bürokrasisinden yardım alırdı. ‘Nasıl ihale yapacağız’, ‘Bu yazıya nasıl cevap vereceğiz’ diye. ‘Bu işleyişi lütfen bozmayın’ dedim. Anlamadım. Onlar her şeye siyasi baktılar. Siyasi bakmaya da devam ediyorlar.
“ÇAMURDA SOKAKLAR VAR”
“Belki 2 yıldan fazla zamandır Biga Belediyesi asfalt ihalesi yapmadı. Uzun zamandan beri yol çalışmaları da yapılmıyor. Kaldırım taşı ihalesi yapıldı fakat, 6-7 aydan beri Biga’da kaldırım taşı döşenmiyor. Müteahhitle bir takım sorunlar yaşanmış. Yol yapamayan, kaldırım taşı döşeyemeyen, asfalt dökemeyen bir belediye olabilir mi? Geçmişte de bizim dönemimizde de her zaman mutlaka taş ve asfalt ihalesi yapılırdı. Bunlar belediyenin olmazsa olmazlarıdır. Arkadaşların belediye gidenlere tek söylediği, ‘Kıbrıs Şehitleri Caddesi’ni bulvar yapacağız.’ Biga’nın tek sorunu Kıbrıs Şehitleri Caddesi mi? Bugün çamurda olan bir sürü sokak var Biga’da. Gelsinler, ben gösteririm onlara. Ben sürekli Biga’yı gezen, dolaşan bir insanım. Benim ömrümün yüzde 25’i Biga’yı düşünerek, Biga’yı yaşayarak, Biga’yı nasıl daha fazla ileri taşırız, insanların yaşamaktan gurur duyduğu, mutlu olduğu bir kenti yaratırız, tek derdimiz bu oldu. Bu kente karşı sorumluluklarımız var. Ben bunları söylemek zorundayım. Ben, Biga’da yaşayan insanların rahat, mutlu, huzurlu olmasını istiyorum. 5 yıl onun için çalıştım. Allah nasip ederse, bundan sonra da bu çalışmalarımıza devam edeceğiz inşallah.”
MEHMET ÖZKAN’I ÖRNEK GÖSTERDİ, İSTİFA KONUSUNA DEĞİNDİ
“Eskiden ‘Biga gibi’ diye bir deyim vardı. Biga’nın marka değeri vardı. Biga, parlayan bir yıldızdı burada. Altyapı çalışmaları, üstyapı çalışmaları, sosyal ve kültürel faaliyetleri… Kolay hemen tabi. Pandemi var. Bütün Türkiye’de pandemi var. Bir tek burada yok. Pandemi döneminde ne yapıldı derseniz, ona da ayrıca girmek lazım ama vatandaşımıza yardımcı olacak bir çalışma olmadı. Geçmişte de Şükrü Kemerli, Mehmet Özkan gibi, benim gibi bir sürü insan bu kente hizmet etti. Ama bunlar siyasi rekabet halinde kaldı. Hiçbir zaman kin ve düşmanlığa dönüşmeden burada hizmetlerimizi hep birlikte yaptık. Hiçbir dönem belediye bu kadar küçültülmedi. Denizde kum, bunlarda bahane bitmiyor. Bunların hiç suçu yok. Eski başkanlar suçlu. Belediye bütçesi suçlu. Pandemi suçlu. Müdürler suçlu. Olmadı, en sonunda vatandaş suçlandı. ‘Arabanı oraya bırakmasaydın’ diye. Bu hamaseti artık bırakalım. Gönül köprüsü kurmaktan bahsediyorlar. O köprüden sadece sizin gibi düşünenler geçmesin. O köprüden hepimiz geçelim. Piyasada bunların bir sürü dedikodularını da maalesef üzülerek izliyoruz. Geçmişle ilgili hem seçim kampanyasında hem de sonrasında söylediklerinin hepsini şimdi kendilerini yapıyorlar. Bir belediye başkanının 2 defa istifa ettiği konuşuldu. Konuşuldu bunlar. Böyle bir şey olabilir mi? Buradan bu kenti ileriye götürecek bir anlayış, bir vizyon konabilir mi ortaya. Gönülsüz namaz, göğe varmaz diye bir söz vardır. Bunlar gönül belediyecisi ama yapılan hiçbir şey yok. Biga’nın üzerine sanki böyle bir kara bulut çöktü. İnsanları mutsuz görüyorum Biga’da. Buna üzülüyorum.”
“BÜTÇEDE YÜZDE 99’DAN YÜZDE 67’YE”
“45 milyon lira ile aldığımız 2014 bütçesini tam 4 kat büyüterek 120 milyon lira ile teslim ettik. 2022 yılı bütçesi 130 milyon lira. Bundan daha vahim olanı aslında bütçenin gerçekleşme oranları. 2001 yılından beri bütçe gerçekleşme oranları var. Yüzde 100’le başlıyor. En son yüzde 67. ‘Ben bu yıl şu işleri yapacağım’ diye planlayıp bütçe yapıyorsunuz. Biga Belediyesi 2018 yılında yatırım bütçesinde yüzde 99 gerçekleşme sağlamış. 2019 yılında yüzde 77. 2020 yılında yüzde 67. Yüzde 99’lardan yüzde 67’lere gelmişiz. Bunlar çok önemli rakamlar. Bu kadar öngörüsüzlük olmaz. Yapacağımızı söylediğimiz şeyleri yapmışızdır. Bu gerçekleşme oranları bu bölgenin belki de Türkiye’nin en düşük oranlarıdır. Bu Biga’ya yazık edildiğinin, Biga’nın küçültüldüğünün, marka değerinin düşürüldüğünün en bariz, en çarpıcı ve belediye kaynaklarına dayanan belgesidir. 2021’e bakacağız Nisan ayında. Bunların hepsi belediyenin kendi belgeleridir.”
“MUTLU BİGA’NIN TEMELLERİ SAĞLAM”
“5 yıl bu kente hizmet ettik. Bunu yaparken de en büyük düşüncemiz bu kent bize miras kalmadı. Biz bunu çocuklarımızdan, torunlarımızdan emanet aldık. Geleceğe taşımak, onlar için yaşanabilir, mutlu bir Biga oluşturmak için çalıştık. Ben mutlu Biga’nın temellerini attığımıza inanıyorum. Şu anda üzerinde metruk bir yapı var ama, o temeller sağlamdır. Biz mutlu Biga’yı da inşa edeceğiz. Hep birlikte gerçekleştireceğiz bunu. Yaptıklarımız yapacaklarımızın garantisidir. Bizim kimseyle sorunumuz yok. Amacımız Biga. Bunun için uyarı yapıyoruz.”
“BİGA’DA DEVLET KURUMLARI İŞ YAPIYOR. BELEDİYE NEREDE?”
“Biz göreve geldiğimizde de Biga Belediyesi’nin borcu vardı. Onları daha önce açıkladım. Onların borç borç dediklerini dolar kuru üzerinden bakarsanız aynı olduklarını görürsünüz. Bu tamamen vizyonsuzluk, iş yapmayı bilmemek. Kentin ihtiyaçlarını bilmemek. Siyasi polemik konusu olacak şeyler söylemek istemiyorum ama bunlar Biga’ya hizmet etmek için değil, kendilerine hizmet etmek için gelmişler gibi bir durum ortaya çıkıyor. Daha önce çalışan kadın kolları başkanın Biga’nın önemli bir firmasında çalışıyor diye bahsetmiştim. Eski ilçe başkanının birtakım işleri kendisine döndürdüğünü söylemiştim. Biga Belediyesi’ne bakıyorsunuz, bir sürü başkan yardımcısı, şirkette bir sürü şey… Mesela çok önemli bir konu. Cahit Bakan neden istifa etti? Madem şeffaflıktan bahsediyorsunuz, bizi de şeffaf olmamakla suçluyordunuz, her şey meydanda. ‘Biga Belediyesi’nin borcu olduğunu biz bilmiyorduk’ diyorlar. Nasıl bilmezsiniz kardeşim? Her yıl Nisan ayında senin eline Biga Belediyesi’nin kesin hesap cetveli veriliyor. Okuma yazmanız yoksa, anlamıyorsanız bilmiyorum. Borç bunların bahanesi. Asıl sorun yönetim anlayışından kaynaklanıyor. İki tane küçük parsel satılacakmış, niye hayır denmiş. Muhalefette başka, iktidara geçince başka. Böyle olmamalı. Bakanları geldi buraya. ‘Ben arkandayım’ dedi. Seçimi kazandınız. Bakanınız lütfen destek olsun size. Seçim meydanlarında verdiği sözleri tutsun. Bu bir algıdır. İktidar-muhalefet belediyesi diye bir kavram yoktur. Biga’da kim iş yapıyor? Biga’da devlet kurumları iş yapıyor. Havuz yaptılar. Gençlik merkezi yaptılar. Dereleri ıslah edin diyoruz. Çayı yaptılar. Devlet kurumları çalışıyor. Belediye nerede? Belediye ne yaptı?”
(Haber: Ahmet Tunç)