EKONOMİ

“Ekonomik darboğazdan çıkışın yolu: Kooperatifçilik"

Çağdaş Tüketim Kooperatifi Başkanı Kamil Ekrem Pala, ülkemizin ekonomik darboğazdan çıkışının kooperatifçilikle mümkün olacağını ve kooperatifçiliğin yasal düzenlemelerle desteklenmesi gerektiğini söyledi.

Biga’daki öğretmenler kooperatifi olarak bilinen Çağdaş Tüketim Kooperatifi’nde göreve gelen Kamil Ekrem Pala, kooperatifçilik konusunda Medya Lokum’a konuştu. Geçtiğimiz Nisan ayında yapılan görev değişikliği sonucunda Kamil Ekrem Pala (Başkan), Okan Yüksel ve Bekir Saat’ten oluşan yönetim göreve başladı.

“YILLAR SONRA YENİDEN…”

1981 yılında 28 yaşında Çağdaş Tüketim Kooperatifi’nin başkanlığı yaptıktan sonra geçtiğimiz Nisan ayında yeniden kooperatif başkanlığı görevini devralan Kamil Ekrem Pala; “2022 Nisan ayında göreve başladık. 1981, 1982 ve 1983 yıllarında kooperatifin başkanlığını yaptım. 28 yaşındaydım. 1971’de kurulmuş, 1972’de faaliyete başlamış. Ben Biga’ya 1978’de geldim. Önemli ilk iki işimden biri olarak görüyorum. O zamanki adıyla Eğitim Mensupları Yardımlaşma ve Tüketim Kooperatifi’ne üye oldum. Çağdaş Yardımlaşma ve Tüketim Kooperatifi. Kooperatifin bünyesinde o zaman bir yardımlaşma sandığı da vardı. Her ay belli bir miktarda para toplanıyordu. O dönem kooperatif biriktirdiği paranın üç katını faizsiz denecek bir şekilde ortaklarına kredi olarak veriyordu. Sonra da 1 yılda da geri ödeniyordu. O zaman kooperatifin üye sayısı da 400’lere yaklaşıyordu. Yardımlaşma sandığında da 150-200 civarında üye vardı. Sırayla oradan kredi alıyorlardı. Günümüz koşullarına göre yüzde 2-3 gibi faizlerle geri ödeniyordu. O zamanlar İstanbul’a kırtasiye ürünü almaya gidiyorduk. Tahtakale esnafı gittiğimizde kooperatifimize mal verebilmek için birbiriyle yarışıyordu. Biz peşin parayla alışveriş yapıyorduk. Piyasada nakit dönmüyordu. Senetle mal satılıyordu. Çok uygun fiyatlarla alım yapıyorduk. Burada da halkımıza ve ortaklarımıza en uygun fiyatla ürün satıyorduk. Öğretmenlerin ticaret yapamaz diye kırtasiyecilerden şikayet alınca da kooperatifin adını değiştirdik. Çok şikayetler atlattık. İşimizi sağlam ve yasalara uygun yaptık her zaman. Kayıtsız iş hiç yapmadık. Market ve kırtasiyemiz var. Piyasada zincir marketler de aynı işleri yapmaya başlayınca bazı ürünleri satmaktan vazgeçtik” ifadelerini kullandı.

“EN DEMOKRATİK İŞLETME BİÇİMİ…”

Kooperatiflerin en demokratik işletme biçimi olduğunu söyleyen Pala; “Marmara bölgesindeki illerinde hemen hemen her ilçesinde başını öğretmenlerin çektiği kooperatifler kurulmuştu. 80’lerde Özal’ın politikası ve ardından AK Parti’nin üç harfli marketleri çoğaltan politikalarından kooperatifler de etkilendi. Biz de etkilendik. Hala ayaktayız. Bir de Bandırma’daki öğretmenler kooperatifi ayakta. Başka da kalmadı. Kooperatiflerde öncü öğretmenler. En başarılı kooperatifler öğretmenlerin kurdukları kooperatifler olmuştur. Bireysel kurtuluş yolunu ararsan kooperatifler çok gereksiz görülebilir. Ama kooperatifler en demokratik işletme biçimleridir. Şirketlerde sermaye oranında hak sahibi olunuyor. Kooperatifte ise her ortak tek oya sahiptir. Bu demokratik işletme biçiminde de kooperatiflerin esas amacı ortaklarının çıkarlarını korumaktır” dedi.

“İSTENİLEN DÜZEYE ULAŞAMADI”

Kooperatifçiliğin ülkemizde hiçbir zaman istenilen düzeye ulaşmadığını söyleyen Pala; “Biga’da da çok sayıda tüketim kooperatifi kuruldu. Bence yeterli bilinç olmadığından kooperatifler kapandı. Bilgisizlik, birbirini çekememe, esnafla yarışamama gibi durumlar olumsuz etkilendi kooperatifler. 1970’li yıllarda okullarda kooperatifçilik dersi vardı. Böyle bir bilinç aşılanırdı. Tarım Kredi Kooperatifleri Atatürk’ün desteğiyle 1924’te tarımsal üretimi destekleme amacıyla kuruldu. Ama günümüzde birkaç yasa değişikliğiyle iktidar ele geçirince kooperatifleri tarım kredi kooperatiflerine marketçilik yaptırılmaya başlandı. 1970’li yıllarda Köy İşleri Bakanlığı’nın görevlerinden biri de kooperatifçiliği korumaktı. O bilinç Özal’ın serbest piyasa modeli nedeniyle gereksiz görüldü. İnsanlar yanıltıldı. Kooperatifçilik ülkemizde hiçbir zaman istenilen düzeye gelmedi” ifadelerine yer verdi.

“ADAM GİBİ KOOPERATİFÇİLİK OLSA…”

Kooperatifçiliğin doğru bir şekilde yapıldığında birçok sorunun çözümünü de üreteceğini iddia eden Pala; “Kooperatiflerin sürdürülmesi gerekiyor. Ben toplumsal görevlerde bulundum. Toplumsal kalkınmanın en önemli yollarından bir tanesinin kooperatifçilik olduğu inancıyla yetiştim. Eğitim Fakültesi’nin halk eğitimi bölümünde okudum. Sonra devam etmedim. Orada Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde dekanlık da yapan Prof. Dr. Cevat Geray hocanın bu konulardaki makalelerini okudum. Cevat Geray hoca Türkiye Kent Koop. Birliği’nin başına getirildi. İzmir’deki Tire bölgesindeki kooperatiflerin bu günlere gelmesinde büyük katkısı vardır Cevat hocanın. Üreticinin desteklenmesinin tek yönteminin kooperatifçilik olduğu inancı 28 yaşında kooperatif başkanlığı yaparken de vardı bende, 69 yaşında yine aynı kooperatifin başkanıyım ve hala aynı inanç var bende. Kesinlikle bilinçli bir şekilde kooperatif geliştirilirse birçok sorunun aşılabileceğini düşünüyorum. Hatta adam gibi tüketim kooperatifleri olsa, bu ülkede her gün zam diye şirketler gezemez. Adam gibi yapı kooperatifleri olsa, ne vurguncu müteahhit olur, ne kör cahil müteahhit olur, insanların ev ihtiyaçları sağlıklı bir şekilde karşılanırdı. Adam gibi üretici kooperatifleri olsaydı, dolandırıcı simsar, kabzıbal, komisyoncu olmazdı. Adam gibi yardımlaşma ve hizmet kooperatifleri olsaydı, ülkemizde her yıl kat kat artan banka karları olmazdı, bankalar halkı faizlerle sömürmezdi. O gün de böyle düşünüyordum, bugün de böyle düşünüyorum” şeklinde konuştu.

“ÇÖZÜM KOOPERATİFÇİLİKTE…”

Ekonomik darboğazdan çıkışın yolunun kooperatifçilik olduğunu söyleyen Pala; “Kooperatifçiliğin, bu bozuk ve dar ekonomiden bir çıkış yolu, bir sığınma adası olarak görüyorum. Alışveriş şekli artık değişti. Kooperatifler aracıyı kaldırıp, üreticinin malını doğrudan tüketiciye ulaştırmak içindir. Üretici kooperatifleri olmadığı için pazarlamacılardan ürün almak zorunda kalıyorsun. 70’li, 80’li yıllarda İstanbul’da Tahtakale’den kırtasiye ürünleri alırdık. Şimdi hiçbir yere gitmiyoruz. Pazarlamacılar geliyor. Uygun fiyatla ürün alıyoruz. Öğrenciye fayda sağlayacak, kaliteli, sağlıklı kırtasiye ürünlerini satma gayreti içindeyiz. Her önümüze gelen malı, kar sağlayacak diye alıp satmıyoruz. Kooperatifimiz bölgemizde bir umut ışığı gibi duruyor. Emeklerimize acımıyoruz” dedi.

“ZİNCİR MARKETLER…”

Zincir marketlerle mücadelenin zor olduğunu ve yasal düzenlemelerle kooperatifçiliğin desteklenmesi gerektiğini söyleyen Pala; “Zincir marketlerle mücadele etmek zor. Zincir marketler mahalle bakkalına döndü neredeyse. Her caddede birden fazla zincir market oldu. İktidarın politikası bu anlamda önemli. Onlarca yıllık iş yapmış esnaflar dağıldı, kapandı. Bunlar işsiz kaldılar. Üretici birlikleri olmadığı için insanlar köylerden şehirlere göç ettiler. Köyde üretilen ürünler değerini bulamıyor. Kargaşa durumu içinde bir toplum var. Sadece Biga için değil, ülkemiz için de gelişmiş ülkelerdeki kooperatifler baz alınarak yasal düzenleme yapılmalı. Ülkemiz açısından bu bozuk ekonomik düzenin kurtuluşunun en önemli yolu kooperatifçiliktir. Kooperatifleri iktidar gücüyle ele geçirmek, ülkeyi kalkındırmaya hizmet etmez. Halkı bilinçlendirerek kurulan demokratik yönetimli kooperatifler, ülkemizin ekonomik sıkıntılarını aşmasın mücadelesinde topyekün kalkınma sağlar. Gelecek iktidarların da bu şekilde davranması ülkemizin yararına olur” ifadelerini kullandı.

(Haber: Ahmet Tunç)