Belediye Ticaret Merkezi'nin alt katında kurduğu küçük ama şirin sahnesinde Büşra Köseoğlu ile sohbet ettik...
Genç bir tiyatro eğitmeni Büşra Köseoğlu, eğitim süreci ve çalışma hayatıyla kısa süreli İstanbul macerasının ardından memleketine, Biga'ya döndü. Biga'da Doğtaş Çocuk Tiyatrosu'ndan Sami Kargı'nın öğrenci Köseoğlu, genç yaşında bayrağı devraldı. Atatürk Kültür Merkezi'nin sahnesini gördükten sonra ise hayatında bir dönüm noktası oldu. 2016'dan pandemi sürecine kadar Atatürk Kültür Merkezi'nde yüzlerce öğrenciye drama ve tiyatro dersleri verdi.
Belediye Ticaret Merkezi'nin alt katında kurduğu küçük ama şirin sahnesinde Büşra Köseoğlu ile sohbet ettik. Pandemi sonrası 4 yaş çocuklarda ileri yaşlara kadar tiyatro ve drama eğitimleri veren Köseoğlu, Biga'da Pegasos Sanat'ı kültür ve sanat merkezi haline getirmek için çalışıyor.
İŞTE O KEYİFLİ RÖPORTAJ:
Eğitimden başlayalım...
Radyo Televizyon ve Sinema alanında lisans eğitimimi tamamladım. Sonrasında tiyatroya yöneldim. Kısa bir süre İstanbul’da profesyonel anlamda oyunculuk yaptıktan sonra 2016 yılında Biga’ya dönüş yaptım. O günden Pegasos Sanat’ı açtığım bugüne kadar Atatürk Kültür Merkezi’nde yaratıcı drama ve tiyatro eğitmenliği yaptım. Tiyatro gazetesinde yazarlık yapıyorum. Çanakkale bölgesi temsilcisiyim. Dünyadaki basılı tek tiyatro gazetesidir.
Pegasos Sanat ne zaman oldu?
2019 yılında düşündüğüm bir projeydi. Buraya önce fotoğraf stüdyosu açmıştım. Daha sonra araya pandemi girdi. Neyle karşılaştığımızı bilmiyorduk. AKM’deki derslere de ara verdik bu süreçte. İyice düşünmeye başladım. Tiyatro Ofisi öncülüğünde dijital tiyatro festivalleri yaptık. Tiyatro Ofisi üyesi olduğum için ‘Benim de kendime ait bir yer olmalı’ düşüncesiyle Pegasos Sanat doğmaya başladı.
İsim nereden çıktı?
‘Ben bir sahne açsaydım, ismi ne olurdu?’ diye düşünüyordum. Bugün bir tiyatro ustasının bile en büyük hayali kendi sahnesinin olmasıdır. İnsan kendi çocuğunda nasıl özenirse, bir sahnesi olduğunda da herhalde öyle olmalı. Ben çok özendim. Biga’ya değer katması gerektiğini düşünüyordum. Biga’ya ait olmalıydı. Biga tarihini araştırdım. Biga’nın en eski adı. İlham perisi de demek aynı zamanda. Mitolojik efsanelere baktım. Mitolojik dönemde Pegasos atını gören sanatçılar, ilham alıyorlarmış ondan. Bir anda ilham geliyormuş. O şekilde şiirlerini, yazılarını yazmaya başlıyorlarmış. Pegasos Sanat’ın da insanlara ilham vermesini hedefliyorum.
Tiyatroya olan ilgin nasıl başladı?
Ben henüz Sakarya İlköğretim Okulu’nda 1’inci sınıftayken Sami (Kargı) beni okulda sahnede görüyor, bir gösterimizde. Aynı zamanda annemin de öğretmeniydi kendisi. Anneme gidiyor ve kendi tiyatrosuna istiyor. Biga Doğtaş Çocuk Tiyatrosu’nu yeni kurduğu sene. 1999-2000 gibi olması lazım. Ben orada başladım. Acayip büyülendim. Sami hoca gibi bir hocan varsa ve küçük yaşta başladıysan etkilenmemen elde değil. Ben üniversite sınavına gidene kadar Sami hocayla çalıştım. Sayısız oyun çıkartmışızdır. Benim hayatımda ciddi dönüm noktası olacak konuşmalar yapmıştı. Ben tiyatro oyuncusu olmak dışında bir şey düşünmüyordum. Biz liseye başladığımızda tiyatrodan para da kazanmaya başlamıştık. Bizlere küçük küçük harçlık veriyordu Sami hoca. Bizi özendiriyordu. Tiyatro ailelerin gözünde okunacak bir bölüm gibi görülmediği için sinema televizyon yazmak zorunda kaldım.
İstanbul'da neler yaptın?
Radyo Televizyon bölümünün oyunculukla ya da sinemayla hiç alakası yok tabi. Kamera önü zaten bambaşka bir dünya. Bizim bölüm dekanımız benle çok ilgilendi. Arkadaşının Mecidiyeköy’de bir ajansına yönlendirdi. Küçük küçük roller aldım. Muhteşem Yüzyıl gibi dizilerde küçük küçük rollerde yer aldım. Özel tip olarak oynadım tabi. Figürasyon olarak da yer aldığım bölümler de vardı. İstanbul’da çekilen James Bond filminde de oynayacaktık. Kaza bela olmadığı sürece sette olacağımıza dair sözleşme imzalattılar. Benim halam öldü o zaman. Sete gitmedim. Çok ciddi bir kavga yaşadım. Sonra bitti o süreç. Bir eğitim almak için arayışa başladım. Böyle bir ajans buldum. Temel oyunculuk eğitim aldım. Kamera önü eğitimi aldım ama kamera önünü hiç sevmedim.
Bir görüşmeden sonra Cihangir’de bir arkadaşımla karşılaştık. Kahveye oturduk. Bana; “Tiyatrodan bahsederken gözlerin nasıl parlıyor. Farkında mısın?” dedi.
Biga'ya dönüşünden bahseder misin?
Ben bir akademide çalışmaya başladım. Çocuk drama deneyimim oldu. Çok sayıda oyunun içinde yer aldım. Sonra yaşadığım kötü birkaç olaydan sonra çıktım. Karadeniz’e kuzenimin yanına gittim. Oradan döndüm Biga’ya. 2016 Mayıs ayıydı. Atatürk Kültür Merkezi yeni açılmıştı. O sahneyi gördüğümde aşırı heyecanlandım. İstanbul’da da çok sahne gördüm. Muazzam bir sahne yapmışlar, dedim. Kendimi İsmail başkanın orada, makam odasının önünde buldum. ‘Sami hoca hepimizin değeridir. Sahne Bigalıların. Sen de gel, kullanmaya başlayın sahneyi’ dedi. Sonra derslere başladık. Sınıf düzenlendi. AKM sürecim başladı. O günden pandemi sürecine kadar çok güzel işler yaptık. Oradaki derslerin ücretsiz olması da çok önemliydi. Yüzlerce öğrencim oldu. Bir dönemde toplamda 250-300 öğrenciye ders verdiğimi biliyorum. O binada karateden sonra en çok ders veren kişi oldum. Muhteşem bir şeydi. Tam oyun çıkaracaktık, pandemi geldi.
Sami hoca ölmeden önce beni aramıştı. ‘Büşra Biga’ya dön ve bayrağı benden devral’ demişti. Ben de o zaman 30 yaşında sonra geleceğimi söylemiştim. ‘Biga gelişiyor, büyüyor, değişiyor, gel’ demişti bana. 30 yaşında kendi sahnemi açacağımı söyledim. Söz nasıl bir tohumsa, Pegasos Sanat’ı tam 30 yaşında açtım.
Pegasos Sanat'tan ders almak isteyenler için neler söyleyeceksin?
4-5 yaştan başlıyoruz. Kendisinde azıcık sanat aşkı olan herkes buradan ders alabilir. Sanata, tiyatroya, dramaya merakı olan herkesi burada ağırlıyoruz. Sanatın iyileştirici gücü vardır. Bizler eğitimlerimiz süresince sanat terapisi olsun, bu eğitimleri aldığımız için Pegasos Sanat’ta açacağız. Gerçek anlamda Biga halkına faydalı olabilmek için açtık. Özel eğitime gereksinimi olan çocuklarımız da gelebilir buraya. 4 yaştan öncesi için de ebeveynleriyle atölyelerimize katılabiliyor.
Son olarak Pegasos Sanat'ta hedefini anlatır mısın?
Allah ömür verdiği müddetçe ben bu mesleği bırakmam diye düşünüyorum. Ben Ege Tiyatrolar Birliği’ne bağlıyım, 2018’den beri. Her yaz toplandığımız kamplarımız, festivallerimiz oluyor. Türkiye’nin dört bir yanındaki tiyatrocularla da bir araya geliyoruz. Neden Biga’da da böyle bir nokta olmasın… İnsanlar toplansınlar, Biga’ya da böyle bir festival için gelsinler. Ben böyle düşünüyorum. Ben Pegasos Sanat’ı çocuğum gibi görüyorum. Biga’dan neden çok sayıda tiyatrocu yetişmesin? Benim 2 öğrencim konservatuvar kazandı. Onlar da bir gün Biga’ya dönecekler. Birisi burayı kendisine ait hissediyorsa bu olur. Bir gün buradan bir yönetmen, bir senarist, bir yazar, bir oyuncu neden çıkmasın…