CHP Genel Başkan Yardımcısı, Çanakkale Milletvekili Av.Muharrem Erkek Adalet Bakanlığı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı konuşmada Türkiye’nin hukuk ve adalet durumunu gözler önüne serdi. Türkiye’nin için de bulunduğu ekonomik çöküntünün en iyi durumunun adliyelerde görülen İcra Davaları olduğunu belirten Muharrem Erkek; “Bazı rakamları, istatistikleri paylaşmak istiyorum. İçinde bulunduğumuz tabloyu aslında adaletin durumunu da çok güzel bir şekilde ifade ediyor. Çünkü adalet olmayınca aş, iş ekmek de olmuyor. Örneğin; icra dosya sayımız 31 milyona ulaşmış. 2012 yılında 21 milyon iken bugün maalesef toplamda 31 milyona ulaşmış. İcra dairelerindeki kuyrukları, yaşananları hepimiz çok iyi biliyoruz” dedi.
“FAİLİ MEÇHULLER.. İHBARCILAR BU SİSTEMDE ARTTI”
Türkiye’de işlenen faili meçhul cinayetlerin istatistikleri ile isimsiz ihbarların istatistiklerini de paylaşan Muharrem Erkek; “Örneğin; faili meçhul dosyalar. 2012 yılında 3 milyon 79 bin iken 2019 yılında 4 milyon 250 bine yükselmiş ve bu milyonlarca dosya içerisinden yalnızca yüzde 0,2’sinin faili bulunarak kamu davası açılmış. Bu sistemde maalesef ihbarlarda yükseldi nedense. Birçok isimsiz, asılsız ihbar maalesef çok ciddi mağduriyetlere sebep veriyor” dedi.
“SOSYAL MEDYADA BEĞENDİ DİYE KAPISI KIRILIP GÖZALTINA ALINANLAR VAR”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişle birlikte Hukuk Devletinden vazgeçildiğinin en iyi göstergesinin sılsız ihbarlarla yapılan gözaltılar olduğunu söyleyen Muharrem Erkek; “Biliyor musunuz bugün birçok insanın; bunları bire bir yaşadığımız için biliyoruz sabaha karşı kapısı kırılarak gözaltına alınan insanlar var. Birkaç somut örnek de verebilirim ama gerek yok. Sadece sosyal medyada bir şeyi beğendiği için sabah evinin kapısı kırılarak, çocuklarının eşinin yanında gözaltına alınan insanlar var. Bu uygulamalar hukuk devletinden uzaklaştığımız için oluyor. İhbarlar istatistiklerine bakarsak 2019 yılında 176 bin 380 ihbar yapılmış. 2018 yılında 80 bin küsür, 2019 yılında 176 bin küsüre gelmiş. Önceki yıllardan devredenlerle birlikte 200 bini aşmış. Bu da çok ilginç, bu sistemle birlikte olağan üstü artan durumlardan birisi” dedi.
“TÜRKİYE’DE HER 347 KİŞİDEN BİRİSİ HÜKÜMLÜ VEYA TUTUKLU”
Türkiye’de her 347 kişiden birinin tutuklu yada hükümlü olduğunu bu oranın birçok Avrupa ülkesinden kat be kat fazla olduğuna dikkat çeken Muharrem Erkek; “Milletler Arası Cezaevi Çalışmaları Merkezi var Londra’da bulunan bir merkez. Onların bir takım çalışmalarını paylaşmak istiyorum. Biliyorsunuz bizde Adalet ve Kanun yetkililerimiz bunları daha iyi bilirler; her 347 kişiden birisi Ceza İnfaz Kurumlarında hükümlü veya tutuklu. Bu oran Almanya’da 1337 kişiden biri, Fransa’da 961 kişiden biri şeklinde. Bu oran bizim ülkemizde çok yüksek. Ama bir hukukçu olarak asıl vahim olan Cezaevindeki mevcuda nazaran tutuklu oranıdır. Benim elimde 31 Aralık 2017 tarihi itibariyle yüzde 43,1, yani cezaevindeki mevcuda göre tutuklu oranı. Demek ki tutuklama bir tedbir olmaktan çıkmış, maalesef bir cezalandırma yöntemine dönüşmüş. İşte Osman Kavala 3,5 yıldan bu yana tutuklu bulunuyor. Yargılandığı ana davadan beraat etmesine rağmen; yeni soruşturmalarla yeni tutuklama kararlarıyla hakkında bir hüküm olmadan bir insanı sevelim sevmeyelim bir insanın 3,5 yıl tutuklu tutulması çok vahimdir” dedi.
“TUTUKLAMA TEDBİR OLMAKTAN ÇIKTI, CEZALANDIRMA YÖNTEMİ OLDU”
Türkiye’deki cezaevi istatistiklerini de paylaşan Muharrem Erkek; “355 cezaevimiz olduğunu biliyoruz; infaz düzenlemesinden önce toplam 300 bin tutuklu ve hükümlü vardı cezaevlerinde; doluluk oranı yüzde 120 seviyelerinde. Avrupa genelinde birinci sıradayız. Almanya’nın nüfus coğrafi ve nüfus itibariyle bize en yakın ülke orada bile 63 bin tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Demek ki suçla mücadelede veya başka tedbirlerde çok ciddi eksikliklerimiz var. Yapısal reformları bir türlü gerçekleştiremiyoruz” dedi.
Editör: TE Bilisim