Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları tüm Türkiye'de eş zamanlı gerçekleştirdiği basın açıklamasında kadın haklarıyla ilgili konulara değinilerek, Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na destek istenmişti. CHP Biga İlçe Kadın Kolları Başkanı Özge Elmas da yazılı olarak açıklama yapmıştı. Bugün ise bu açıklamaya yanıt Yeniden Refah Partisi Biga İlçe Kadın Kolları'ndan geldi.
Yeniden Refah Partisi Biga İlçe Kadın Kolları Başkanı Sevgül Bozoğlu yaptığı yazılı basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"CHP Biga Kadın Kolları başkanının basın bildirimini üzüntü duyarak okudum. Rahmetli Uğur Mumcu'nun deyimi ile 'Bilgi sahibi olmadan, fikir beyan etmek' denir bu söylemlere. Sayın Elmas'ın kadınları sandığa çağırması çok güzel de mensubu olduğu parti ve zihniyet elinden gelse kendisine oy vermeyecek olan kadınların önüne seçim sandığı bile koymayacak. Bunun örneklerini bizzat 'açık oy, gizli tasnif' yaptığınız dönemlerden biliyoruz. Sayın Elmas'ın kafasındaki hurafeleri böyle mesnetsiz bir şekilde dile getirmesi 'biz değiştik' imajı çizmeye çalışan genel başkanı ile ters düşmektedir. Bizler, kadına ve eğitimli gençliğe ne kadar değer verdiğinizi 28 Şubat sürecinde başörtülü kızlarımıza üniversitelerde yaptığınız zulümden hatırlıyoruz. Dilinize pelesenk ettiğiniz 'demokrasi' kelimesi sadece sizin zihniyetinizdeki insanları rahata erdirip, zihniyetiniz dışındakilere hayatı dar edip, yaşam alanlarını kısıtlama anlayışından başka bir anlam taşımamaktadır. Anladığımız kadarı ile Türkiye'de başörtülü kadınların vali, kaymakam, pilot, polis v.b kamusal alanlarda görev alması sayın Elmas'ı rahatsız etmiştir. Genel başkanımız Fatih Erbakan bey'e yaptığınız mesnetsiz söylemler, Fatih bey'i hiç dinlemediğinizin göstergesidir. İstanbul Sözleşmesini incelerseniz; LGBT sapkınlığına taviz anlamına geldiğini anlarsınız.
6284 no'lu yasa ile toplumsal eşitsizlikler savunulmaktadır. Düzeltilmemesi durumunda olay kadın cinayetlerine kadar uzamaktadır. Bizim derdimiz, kültürümüze ve ananeler'imize uygun olarak toplumsal yasaların rehabilite edilmesidir.
Bu arada Yeniden Refah'ın ve HüdaPar'ın tüzüklerinin okunmasını bizde Biga'lı hemşehrilerimize ısrarla salık veriyoruz. Ve sizin bu tüzükleri okumadığınızı da söylemlerinizden anlıyoruz. Yoksa kimsesiz kadınların 'sahiplenilmesi' sözünü, 'sahiplendirilmesi' olarak topluma lanse etmek başka türlü olamazdı. Bu arada projenin açılımı; mirası hazineye kalan kimsesizlerin miraslarının oluşturulacak bir fonda toplanarak, yalnız ve sahipsiz kadınların, devlet tarafından sahiplenilerek o paradan geçimlerinin sağlanmasıdır. Velhasıl-ı kelam; Bizler sandığa gideceğiz ve de kadınlar olarak aklımızın yattığı, gönlümüzden geçen kişiye hiç bir etki altında kalmadan mührü basacağız. Rahmetli Erbakan hocamız 'CHP mühürlüdür. yüzde 24'ü geçemez' derken ne kadar haklı olduğunu da bu seçimlerde görmüş olduk. Siz ve sizin gibi ötekileştiriciler var olduğu sürece CHP'nin mührü sittin sene silinmez bilesiniz! 'Cennet anaların ayakları altındadır' müjdesine mazhar olmuş, milletimizin en büyük gücü ve zenginliği olan imanlı ve inançlı nesillerin yetişmesinde en büyük role sahip kadınlarımız en öncelikli konularımızdandır. Kadın Allah’ın yarattığı bir varlık olarak insanlığın değişmez bir üyesidir. Bir insan olarak tüm hak ve hürriyetlerine doğuştan sahiptir. Kadınların sahip olduğu haklar hiçbir şekilde gasp edilemez. Kadın sadece dünyaya çocuk getiren ve evde çocuğuna bakan bir birey değildir. Kadın dünyaya getirdiği çocuğunun ve diğer çocukların yaşadığı dünyayı güzel bir dünya yapabilmek için fıtratına uygun şekilde hayatın her alanında sorumluluk alan bireydir. Partimiz ülkemize dair büyük hedeflerin gerçekleşmesinde kadınların katkılarını hayati öneme sahip görmektedir. Bu ülke 'Yeniden Büyük Türkiye' olacaksa bu ancak kadınların da bu büyük ideal uğrunda etkin bir şekilde rol alması ile mümkün olacaktır. Bu bilincin güçlenmesi için gereken adımlar atılacaktır. 'Kadın ve Aile Bakanlığı' iktidarımızda yeniden kurulacaktır. Bu bakanlık kadınların ekonomik ve sosyal alanda yaşam şartlarının iyileştirilmesinin yanında, hayatın her alanındaki ülke politikalarının oluşmasında kadın bakış açısının yansıtılmasını sağlamak için de çalışacaktır.
Kadınlarımızın kamuoyu araştırmaları ile ortaya konulan ihtiyaç ve beklentilerinin, maddi ve manevi sıkıntılarının bölgesel faktörlerin de göz önünde bulundurularak analiz edilebilmesi, bütün bu alanlarda çözüm üretilebilmesi, gerekli yasal düzenlemelerin yapılabilmesi Türkiye ve dünyadaki kadın teşkilatları, sivil toplum kuruluşları ve akademisyenler ile gerekli işbirliği ortamı oluşturulacaktır. Kadınlarımızın temel hak ve hürriyetlerinin korunması, kadına yönelik şiddet, taciz, negatif ayrımcılık, maddi ve manevi istismarın önlenmesi, töre cinayetleri ve istemedikleri evliliklere zorlanması gibi birçok hususta "Önce ahlak ve maneviyat" prensibine ve bilimsel verilere dayalı politikalar belirlenecek, başta eğitim ve medya alanında ve gerekli mevzuat değişiklikleri hususunda gereken adımlar atılacaktır. Kadına yönelik şiddetin sona ermesinin cezai müeyyidelerin artırılması ile değil ancak aile içi eğitim ve toplumsal bilinçlenme ile mümkün olacağına inanıyoruz. Kadına yönelik şiddeti doğuran şartların ortadan kalkması ancak ahlak- maneviyat ve adalet duygusu yüksek bir toplumda mümkün olacaktır. Kadın ve Aile Bakanlığı aile içinde eğitim ve toplumsal bilinçlenme konusunda Diyanet Teşkilatı ile koordinasyon içinde çalışacaktır. Kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın, şiddetin ve tacizin önlenmesi için 'Kadın ve Aile Bakanlığı' bünyesinde şikâyet ve takip merkezleri kurulacaktır. Bu merkezler devlet kurumları, yerel yönetimler ve kadın sivil toplum kuruluşları ile iletişim içinde çalışacaktır. Bakanlık özellikle aile içi şiddet konusunda önleyici tedbirlerin alınmasında sorumluluk üstlenecektir.
Kültür emperyalizminin meydana getirdiği özellikle kadın istismarına yönelik tutumların başta medya olmak üzere, iş hayatı, eğitim hayatı gibi birçok alanda ortadan kaldırılması için gerekli yasal düzenlemeler yapılacaktır. Eğitim seviyesinin yükseltilmesi için gerekli tüm adımlar atılacaktır. Kadınlarımızın sosyo-ekonomik yapısının güçlendirilmesi için gerekli politikalar geliştirilecektir. Kadınlarımızın zor şartlarda, istemedikleri işlerde ve güvencesiz olarak çalıştırılmaları önlenecek, erken emekli olma ve yarı zamanlı çalışma imkanları genişletilecektir. Kendi işini kurmak ve üretime katılmak isteyen kadınlarımıza uygun şartlı, faizsiz krediler ve vergi indirimleri gibi teşvikler ve destekler en üst seviyede sağlanacaktır. Boşanmış kadınlarımızın (ayrıldığı eşin imkanları yeterli değilse) nafakaları insanlık onuruna yaraşır düzeyde olmak üzere devlet tarafından oluşturulacak bir fon tarafından ödenecektir. Engelli, dul ve zor koşullarda yaşayan kadınlarımızın sorunlarının giderilmesi için yerel yönetimlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve üniversitelerin bu konuda destek vermesi sağlanacaktır. Maddi zorluk yaşayan, bakıma muhtaç ve kimsesiz kadınlar için barınma, gıda ve sağlık hizmetlerinin ücretsiz olduğu SICAK YUVA merkezleri kurulacaktır. Sadece ülkemizde ve İslam dünyasında değil, tüm dünyada kadın ve aile ile ilgili sorunların çözülmesi için D-8 ve D-60 organizasyonları içerisinde "Kadın ve Aileyi Koruma Teşkilatı" kurulacaktır.
(Haber: Çiğdem Özden Demiray)