Geçen hafta bu sayfalarda Kültür ve Turizm Bakanlığı!nca hazırlanan ve Çanakkale Savaşları Tarihi Alan Başkanlığı ile koordineli yapılan Troya Kültür Yolu Festivali ile ilgili çok fazla detaya girmeden bir yazı yazmıştım.
Olumlu ve olumsuz geri dönüşler aldım. Olumlu dönüşler şu minval etrafında yoğunlaştı.
BİGA VE SANAT!
Bu konu hakkında projelerin olup olmadığını merak edenlerin, varlığının azımsanmayacak kadar çok olması geri dönüşlerin sevindirici kısmıydı. Bu anlamda toplumun beklentilerinin oluşu, kendi adıma hem sevindirici hem de üzücü bir yanının olduğunu belirtmem gerekiyor...
Yakında bir etkinlik var mı?
Üzücü yanı sorunun asıl muhatabı olması gereken kurum, bu durum ile ne kadar ilgileniyordu? Sanatsal faaliyetler ve broşürler. İstanbul’da yaşarken katıldığım etkinliklerin broşür, bilet ve davetiyelerini hatıra olarak saklardım. 2009 yılında Biga'ya dönüş yaparken birçoğu maalesef benden habersiz olarak çöpe atılmıştı. Biga'ya döndükten sonra sağ kalanlar ile beraber bu hatıralar arasına giren broşür ve davetiyeler oldu.
Geçen gün kitaplığımı düzenlerken, geçmiş dönem Biga Belediyesi’nin hazırladığı 3 aylık periyotlarla gerçekleşen ‘Kültür Sanat Etkinlikleri’nin broşürleri karşıma çıktı. Atatürk Kültür Merkezi’nin sahnesinde ağırladığı ve kurslarında ifa edilen sanatsal faaliyetler ile ödüller aldığı aklıma geldi. Türk Tiyatrosunun duayen isimlerinden Haldun Dormen'in; Kibarlık Budalası isimli tiyatro oyunu ile geldiği Biga’da kırdığı rekor ve Biga Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi ile ilgili verdiği röportajı aklıma geliyor. Nice isimler ve sanatsal faaliyetler...
3 yıl gibi bir süre içinde Biga Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi’nde sadece sahne alan faaliyetlerin ismini ve sanatçıların ismini yazsam, bir makalelik alanı rahatlıkla doldurur. O dönem bu etkinliklerin ücretsiz olmasını isteyen ve sağlayan Belediye Başkanı İsmail Işık'a bir eleştirim olmuştu... 5 lira ya da 10 lira da olsa bir ücret alınması gerektiğini de öneren bir eleştiriydi.
Ücretsiz olmasının dayanağını şu sözler ile izah etmişti, İsmail Işık o dönem:
“İnsanların ekmek gibi, su gibi ihtiyacı olan sanat etkinlikleri için vatandaştan para alamam. Üstelik salt park bahçe, kanalizasyon ve su işleri gibi sorumluluklarımız yok. Belediyeler kültürel, sanatsal ve sosyal sorumlulukları olan bir kamu kurumudur. Dolayısıyla para alamam.”
Bu dayanak sağlam bir dayanak. Fakat ben yine de az da olsa bir ücret alınması taraftarıyım. Yazımın sonunda bu konu hakkında aktif yönetime bir önerim olacak.
PANDEMİ VE BİGA’DA SANAT
Pandemi ile beraber bir resetlenme yaşayan dünya ve onun yöneticileri, bu ve benzeri durumlara çok hazır olmadığını gören gözlere ayan beyan gösterdi. Pandemi döneminde Biga Belediyesi sanat ve sanatsal faaliyetlere çok fazla yoğunlaşamadı. Yerel müzisyenlerimiz ile dijital ortam vasıtasıyla ‘Evde Kal’ konsepti ile mini konserler haricinde etkinlik yapamadı. Gerçi pandemi öncesi ve sonrası yaptıkları etkinlikler ile pek sınıfı geçtiklerini söyleyemeyiz. Herkesin malumu olan konuyu tekrar tekrar yazmanın bir anlamı yok.
Öneri kısmına gelelim.
Biga Belediyesi’nin sorumluluk alanlarından biri olan kültür sanat etkinlikleri hakkında, özellikle tiyatro ve gösteri sanatları ile ilgili 2022- 2023 sezonu için bir planlamanız var mı? Eğer var ise bu etkinlikler için vatandaştan yine ücret almayın. Etkinlik alanının giriş ve çıkışlarında bağış kutuları bulundurun. SMA hastası Ahmet Alp yavrumuz gen tedavisine kavuştu. Ailesinin ve en önemlisi o yavrumuzun bu süreçte yaşadıkları hepimizin malumu. Dolayısıyla aynı hastalıktan müzdarip bir yavrumuz daha var. Bu bağış kutuları Melisa bebeğin yaşama umuduna, umut katsın.
Eğer nitelikli sanat eserleri ve icracılarını düzenli bir şekilde Bigalılar ile buluşturursanız, o bağış kutuları dolup taşar. Çünkü sanat; önce ruhları iyileştirir. Çünkü sanat; insana önce insan olduğunu hatırlatır...
Bu zamana kadar isteksiz, samimiyetsiz, zoraki ve ‘dostlar alışverişte görsün’ minvalinde gerçekleşen sanatsal etkinliklerin yerine; toplumsal farkındalık yaratacak sanatsal etkinlikler ile minik bir canın ailesine, evlatlarının yaşama tutunmasına ve toplumun bilinçlenmesine vesile olursunuz.
Bu ve benzeri hastalıkların bir an önce ve çoktan devlet politikası halini alması gerektiğini hatırlatmakta fayda var.
Bu ve daha fazlası için duyarlılık gösteren sanatçılar; belki de bu davranıştan etkilenerek, ödediğiniz ücretten masraflarını düştükten sonra geri kalan kısmını minik yavrumuzun sağlığı için o bağış kutularına ya da valilik onaylı hesaba aktaracaklardır!
Dahası sosyal medya mecralarında bu durum ile ilgili farkındalık oluşturacaklarına emin olabilirsiniz. Ne kadar çok etkinlik o kadar çabuk bir şekilde minik yavrunun sağlığına kavuşabilmesi için katkı sağlayacaktır.
Daha sonra aday olursunuz ya da olmazsınız! Seçilirsiniz ya da seçilmezsiniz. Bunları bilemem. Bildiğim bu hareketin çok güzel bir hareket olacağıdır... Melisa bebek sağlığına ne kadar çabuk kavuşursa, o kadar iyi olur konusunda hemfikir olduğumuzu düşünüyorum.
Melisa bebeğin; bu farkındalık projesiyle tedavisi için toplanması gereken tutarı, tahmin edilenden daha çabuk toplayacağından eminim. Çünkü sanatın gücüne inanıyorum.
Unutmayın; sanat iyileştirir...