Çevre Şehircilik Bakanlığının Marmara Denizinde yaşamı tehdit eden Müsilaj kirliliğinin önlenmesi için geliştirdiği eylem planında en önemli maddelerden biri “Soğutma suları ve termal tesislerden oluşan sıcak suların Marmara Denizine etkilerinin azaltılmasına yönelik tedbirler alınacak” kararı idi. Bu kararı en çok ilgilendiren kent ise kurulu 5 termik santral bulunan Çanakkale. Çanakkale’de bu konuda henüz bir çalışma gözlenmezken, göstermelik olarak kordonda yapılan Müsilaj temizliği sorunun kökten çözümü için yeterli görünmüyor.
MAREM (Marmara Environmental Monitoring – Marmara Çevresel İzleme) projesi yürütücüsü, hidrobiyolog Prof. Dr. Levent Artüz, bu konuya dikkat çekerek, şunları söylüyor: “Termik santrallerde kullanılan soğutma suları denizlerden alınıyor. Marmara’dan tuzlu soğuk suyu alıyorsunuz, sıcak su veriyorsunuz. O boruların içinde kısa sürede fouling organizma dediğimiz midyeler, tunikatlar çoğalıyor. Boru daralıp su geçmez hale geliyor. Boruları temizlemek için kimyasal madde kullanılıyor. Daralan boruların içine bu canlıları öldürmek için klor, klordioksit ve farklı kimyasallar basılıyor. Boruların bir ucu açık ve deniz içinde. Daha bakir olan Güneybatı Marmara’ya ve o bölge için planlanan termik santrallere bakalım. 1989 öncesi Marmara Denizi neyse Kuzey Ege de şimdi o durumda. Ne yazık ki, aynı inatlaşma Saros’u da Marmara Denizi’ne çevirecek gibi.” Levent Artüz’ün açıklamaları, Marmara Denizi etrafında kurulu termik santrallerin de bugünkü müsilaj sorununda etkisi olduğuna işaret ediyor. Artüz’e göre, komşu denizlerde ısınma dünya ortalaması olan 1 dereceye yakınken Marmara’daki sıcaklık artışı 2,5 derece.
Başta Çanakkale olmak üzere Marmara Denizi’ne kıyısı olan kentlerde Çevre Mühendisleri Odası’nın (ÇMO) verilerine göre toplamda 17 termik santral var. Bunların atıksuları da soğutma suyu, termal kirlilik yaratıyor. Bu santrallerin bir kısmı atıksu deşarjını doğrudan denize bırakırken bazıları da derin deniz deşarjıyla atıksularını denize boşaltıyor. Bu bölgedeki termik santrallerin toplam kurulu gücü yaklaşık 10,5 GW. Toplam güçten yola çıkarak yapılan hesaplamaya göre, sadece termik santrallerden saatte yaklaşık 500 bin metreküp su denizlere veriliyor.
Yani, bu santraller binlerce metreküp deniz suyunu çekip, bir bölümünü santrallerde kullandıktan sonra binlerce metreküpü 35 ºC gibi bir sıcaklıkta denize veriyor. Bu yılda onlarca milyon metreküp sıcak suyun denize boşaltılması anlamına geliyor. Bu tesisler kurulurken Bakanlığın ÇED raporlarında çevreye olumsuz etkisi yok demesi de ayrı bir durum Bazı firmaların mahkeme kararlarına rağmen, hukuku hiçe sayarak yaptıkları termik santraller bugün Marmara’da yaşanan olumsuzluğun en önemli aktörü haline geldi. Binlerce metreküp atık su hiçbir denetleme, kontrol ve süreli/süresiz kapatma olmadan denize verilmeye devam edilirken Marmara Denizi nasıl kurtulacak? Kurtulmasın bekleme bir hayal olur.
Kaynak: Aynalı Pazar
Termik Santrallere “DUR!” Diyen Yok…
Çevre Şehircilik Bakanlığının Marmara Denizinde yaşamı tehdit eden Müsilaj kirliliğinin önlenmesi için geliştirdiği eylem planında en önemli maddelerden biri “Soğutma suları ve t...
Bunlar da ilginizi çekebilir