“DEMİR VE ANTİK YUNAN ÇAĞINA AİT EŞSİZ BULGULARA SAHİP”
Tenedos-Bozcaada kazısı sonucunda insanlığı heyecanlandıracak buluntuların gün yüzüne çıkacağına dikkat çeken Prof. Dr. Turan Takaoğlu; “Tenedos-Bozcaada’da önce 1960’lı yıllarda İstanbul Arkeoloji Müzesi ve ardından 1990’lı yılların başında ise Çanakkale Arkeoloji Müzesi uzmanlarınca yapılan kurtarma kazıları, ada kültür tarihinin geçmiş görkemine tanıklık eden heyecan verici buluntular ortaya koymuştur. Bu buluntular özellikle Kuzey-Batı Anadolu kültür tarihinin en az bilinen dönemlerinden bazılarına önemli oranda ışık tutmaktadır. Tenedos antik kenti özellikle Demir Çağ ve Antik Yunan Çağını temsil eden eşsiz bulgulara sahiptir” dedi.
“EN BÜYÜK HEDEFİMİZ ADA BÜNYESİNDE ARKEOPARK OLUŞTURMAK”
Yapılacak arkeolojik kazılardan gün yüzüne çıkacak bulgular ile ilgili hedeflerini de açıklayan Prof. Dr. Turan Takaoğlu; “Bu anlamda en büyük hedeflerimizden birisi ada bünyesinde bir Arkeopark oluşturarak ada yerel kimliğinin tün yönleriyle hem adalılara hem de ada ziyaretçilerine sunmaktır. Bir diğer hedefimiz de adanın simgesi olmuş iki Osmanlı dönemi kalesinde ileride yapılacak restorasyon çalışmalarına altlık teşkil edebilecek bilgilere ulaşmak ve bu kalelerde ileride yapılacak teşhir düzenlemelerinde bu yapıların kendi hikayeleri anlatan mekanlara dönüştürülmesine katkı vermek için arkeolojik kazılar gerçekleştirmektir” dedi.
“ÇANAKKALE, ARKEOLOJİ ÖĞRENCİLERİ İÇİN ADETA BİR AÇIK HAVA UYGULAMA ALANI”
Çanakkale’nin arkoloji bilimi açısından büyük imkanlar sunduğunu ÇOMÜ Arkeoloji öğrencileri için ise açık hava uygulama alanı gibi olduğunu belirten, kazı çalışmaları hakkında da şu bilgileri verdi; “Bilimsel arkeolojik kazılar sırasında hem lisans düzeyindeki hem de lisansüstü seviyedeki öğrencilerimiz; kazı atmosferini yakından yaşayarak arkeolojik kazı teknikleri konusundaki teorik bilgilerini uygulamaya dökme imkanına erişmektedirler. Kazı ekibi ilk aşamada arkeolog, mimar, sanat tarihçi ve fiziki antropolog ile arkeometri ve restorasyon-konservasyon alanında uzman kişilerden oluşmaktadır. Arkeolojik kazı çalışmalarının başlangıçta her yıl iki ay sürmesi planlanmıştır. Ancak kazı çalışmasının ileride 12 aylık kazılar grubuna dahil edilmesi durumunda daha uzun süreli çalışma şansı doğacaktır.”