EĞİTİM BİLİM

Müziğin ve rengarenk yaşamın içinde bir okul…

Resmi kurumlara gittiğimizde mevzuatlı işleyişlerinden dolayı tanıtımdan daha çok genel bilgiler alıp, siz okurların kurumların rollerinden haberdar olmanızı sağlıyoruz. Yine o niyetle gittim Şadan Doğan Anaokulu'nun Müdiresi Sibel Demirhan ile görüşmeye. Fakat gittiğimde daha kapıdan içeriye girerken pozitif enerjiye kapıldım ve ‘klasik kurum haberi gibi değil de hikayesi olan bir röportaj yapalım’ dedim.

Öğretmenler, çalışan yardımcılar ve öğrenciler hatta veliler… hepsi bir bütün olarak yüzünüzü güldürüyor. Kucaklayıcı ve bütünleyici bir tarz benimsemiş tüm okul personeli. Çocukların birçoğu onlara doğuştan bahşedilen yetenekleri ile doğmuş. Okul ise bu özel taraflarını görmezden gelmek yerine en başarılı olduğu alanlarda onlara rehberlik etmeyi amaçlamış, ama tabi bunu yaparken de yaşlarına göre edinmesi ve öğrenmesi gerekenleri de gerektiği zamanda ve gerektiği şekilde öğrencilerine veriyor. Şadan Doğan Anaokulu sabahçı ve öğlenci olarak eğitim veriyor ve sabah gelen öğrenciler okuldan çıkarken okulda müzik yayını başlıyor. Hem içeriden hem de dışarıdan duyuluyor. Sonra öğlende gelen öğrencilerin dersi başlayana kadar müzik devam ediyor. Çalan müzikler ise senfoni orkestrasının tarzına benzeyen şekilde. Gitmişken okulun öğretmenlerinden de kısaca görüş aldım. Neyse daha fazla uzatmadan okul müdiresi Sibel Demirhan ile yaptığım röportajla başbaşa bırakayım sizi.

2015’TEN BU YANA…

Şadan Doğan Anaokulu kurulduğundan bu yana kaç yıl oldu?

2015 yılında açılışı gerçekleşti.

Şu an okulun mevcudu kaç?

117 öğrencimiz var.

Siz ne zaman atandınız?

2021 Şubat ayından bu yana müdür vekilliği görevimi yürütüyorum. 2’nci yılımdayım.

“17 ÖĞRENCİDEN 117 ÖĞRENCİYE…”

Siz geldiğinizde kaç öğrenci vardı?

Covit-19’un da etkisiyle öğrenci sayısı 17’ydi. Kültür olarak ve eğitime bakış açısı göz önüne alınınca öğrenciyle ilgili devam konusundaki sorunlarımız aynı şekilde devam ediyor. Ama ilk göreve başladığımda önce ‘Ne yapabilirim?’ sorusuyla başladım hep. Benden önce gelen yöneticiler de çok şey katmışlar kuruma. Herkesin katkısı var.

“YILA RİTİM ÇALIŞMASIYLA VEDA ETTİK”

Neler yapabildiniz peki 117 öğrenciye çıkmayı başarmak için?

Bulunduğumuz bölgenin analizini yaptığımız zaman, çocukların doğuştan gelen içsel yetenekleri var. Bu içsel yeteneklerle yola çıkmanın eğitim ve öğretimde daha istenmemize neden olacağını biliyorduk. Beklentiyi karşılayacağını, ilgiyi arttıracağını düşünerek, talep edilmesi yönünde müzik ile ilgili çalışmalara başladım. Müzik çalışmalarımızda gönüllü eğitmenlerle yol aldık. Bu süreçte yine aynı mahalle sakini Mert Ceylan ritim grubu öğretmenimiz oldu. Bir yıl boyunca bütün sınıflarımızda ritim çalışmalarında çok keyifli bir şekilde dersler işledik. Kendi dinamiklerindeki içeriği o kadar güzel organize ediyordu ki Mert Ceylan, yılsonu gösterimizde ritim çalışmalarıyla yıla veda ettik.

“RİTİM, İNGİLİZCE, TİYATRO, DRAMA…”

Normal eğitimin dışında sadece müzik alanında mı branşlar eklediniz programınıza?

Hayır. Farkındalıkları çoğaltmak adına yine gönüllük esasında Pegasus Sanat’tan Büşra Köseoğlu tiyatro ve drama dersiyle bizimle birlikte 1 yıl geçirdi. 1 Aralık’tan itibaren de satranç ve zeka oyunları desteği alacağız. Halk Eğitim desteği ile derslerimiz başlayacak. Yine şu anda devam eden İngilizce derslerimiz var. Miray Tığ Gülser gönüllülük esasıyla öğrencilerimize İngilizce dersi desteği veriyor. Ders esnasında hiç Türkçe konuşmuyor ve hatta Türk olduğunu öğrenciler bilmiyor. Bu sayede hem çok eğleniyor öğrencilerimiz hem de farkında olmadan İngilizce’ye maruz kalarak İngilizce öğreniyorlar. Bu sayede gönüllü eğitmenlerimize sizin aracılığınız ile de teşekkür etmek isterim. Emekleri çok büyük.

Az önce İngilizce dersinde birkaç veli vardı. Veliler böyle okulda bekleyebiliyorlar mı?

Sabah gelen öğrencilerimizi almaya gelen velilerimiz onlar. Gelmişken de beklerken çocuklarını görsünler ve bizim neler yaptığımızı görsünler istiyorum. Kendi hayat kültürlerindeki dinamikler bazen bizim eğitim sürecimizi baltalıyor. Bu süreci daha düzenli hale getirmek için çabamızı evlerinde çocuklarında hissediyorlar. fakat yine de kendileri de okul ortamında şahit olsunlar istiyorum.

OKULDA MÜZİK YAYINI VAR

Bu müzik nedir? Neden yapılıyor? (Okulun içinde ve dışında müzik yayını yapılıyor)

Öğrenci giriş ve çıkışlarında müziği hep kullanıyoruz. Bina içinde ve dışında. Nedeni ise farkındalığı ortaya koymak için. Burası sizin yeriniz, burada bir ses var, hareket ve hayat var, demeye çalışıyoruz müzikle. Ve bu müzik yayını ile birlikte kapıda tüm personelim hep birlikte gönülden ve kucaklayıcı tavrımızla öğrencilerimizi karşılıyoruz. O zaman veliler de bizden güç alıyor ve kendilerinin iyi ve önemli olduklarını ancak bu şekilde hissedebiliyorlar. Bizim için çok önemliler. Çünkü bunu hissettirmek zorundayız doğru iletişim için.

Sadece bu mahalledeki öğrenciler mi var öğrenci olarak?

Yok. 117 mevcudumuz içinde 28 tane Suriye göçmeni öğrencimiz ve bu yakın çevrede oturan mahalle sakini olmayan öğrencilerimiz de var.

SURİYELİ ÖĞRENCİLERE SERVİS

Zor olmuyor mu?

Aksine keyif veriyor. Herkesi kucaklayan bir sistemin içerisinde olmak çok güzel. Çabanızın karşılığını alıyorsunuz çünkü. Mesela Suriye göçmeni öğrencilerimiz konum olarak bazıları biraz uzak kalıyor okula. Onlar okula daha kolay gelebilsin diye mahalle sakini velilerim yetkililerden servis talep etti. Bunu burada görmek ve bu sinerjiyi yakalamak insana huzur veriyor.

Öğretmenleriniz nasıl? Memnunlar mı hallerinden?

Tüm personelimize hep ‘Burası sizin eviniz. Buraya mutlu gelir ve mutlu çıkarsanız çocuklarınız mutlu olur’ diyorum. Mutluluk bütün başarının anahtarı. Özelliklede okul öncesi eğitimde. Sevgi, saygı ve akademik başarı, bunlar hep mutluluk olursa yayılır. Şu anda bunu sağladığımız için başarılı gidiyoruz.

“OKUL ÖNCE EĞİTİMİ GÜZEL ALMIŞ”

Eğitim planlamalarınız nasıl gidiyor? Hedeflediğiniz yerde misiniz?

Eğitimi birlikte yürütmenin ana unsuru aile. Covid döneminde bu ne yazık ki mümkün olmadı ve bu anlamda bir ayağımız boşta kaldı. Şimdiki eğitim ve öğretim yılını aileler ile birlikte yürütmek için elimizden geleni yapıyoruz. Çünkü onlar bizi gördükçe ve tanıdıkça ve çocuklarındaki farklılıkları görmeye başladıkça bize olan güvenleri ve istekleri çocukları için devamlığı ateşleyici bir etken oluyor. Geçen yıl Biga’da ilçemiz genelinde riversi zeka oyunları turnuvası yapılmıştı. Biz o süreçte yılsonu etkinliklerimiz için çalışmalara ağırlık vermiştik ve sağlıklı hazırlanamadık. Sadece 1 hafta kala üzerine düşebildik ama o da sınıf ortamında öğretmenin birkaç defa gösterip çalıştırmasıyla oldu. Okulumuzda sabah 5 yaş grubundaki öğrencimiz turnuvada ilçe ikincisi oldu. O öğrencimiz şu an Sakarya İlkokulu’na başladı ve okul müdürü bizlere teşekkür etti. Okul öncesi eğitimini çok güzel almış diye. Buradan adrese dayalı olarak birçoğu Sakarya ve Osman Gazi İlkokulu’na gidiyor. Biz de hazırlanarak ilkokula giden çocukların durumunu takip ediyoruz. İdarecilerden aldığımız dönütler bizi çok mutlu ediyor. Bölgede bunun duyulması, öğretmenlerimizin motivasyonu bu süreci daha da başarılı ve mutlu bir hale getiriyor. Velilerimizden bir tek şey istiyoruz aslında. Özünde ‘Bize güvenin. Çocuklarınızı bize emanet edin. Biz sizin ve sizin çocuklarınız için buradayız. Sadece çocuklarınızı gönderin. Çünkü okul öncesi bilgilerin en hızlı emildiği dönemdir. Ve bu dönemi kaçırmayalım’ diyoruz velilerimize.

“ÇOCUK DEĞİŞİRSE DÜNYA DEĞİŞİR”

Bildiğim kadarıyla velilerden hiç ücret talep edilmiyor. Kurumlardan destek alıyor musunuz?

Evet. Aidat sistemi yok. Hiçbir şekilde veliden ücret alınmıyor. Biga İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Erkan Bilen, Biga Belediye Başkanı Bülent Erdoğan ve sayın Şadan Doğan’ın katkıları çok büyük. Okulumuzun tüm ihtiyaçları Biga İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından, tamamlayıcı destek hizmetleri de sayın Şadan Doğan’ın kendisi tarafından şahsen karşılıyor. Biga Belediye Başkanı Bülent Erdoğan da sağ olsun okulumuzun diğer ihtiyaçlarında yanımızda. Biz sadece aileler çocuklarını getirsin istiyoruz.

Yaz döneminde kayıt alırken velilerimizden bazıları okuma yazma bilmediği için kayıt evraklarını ben dolduruyorum. Veliye; ‘Bak senin çocukların var. Senin yaşadığını o yaşamasın. Yazgısını kendisi yazsın, kitabını kendisi okusun. Biz bunun için buradayız. Çocuk değişir dünya değişir. Anne değişirse aile değişir’ diyorum.

Siz kaç yıldır eğitimcisiniz?

2001’de başladım. Çocuk gelişimi öğretmenliği ve çocuk gelişimi bölümü okuyan meslek lisesi öğrencilerine de öğretmenlik yaptım. Meslekte 21’inci yılımdayım. 8 yıldır da idarecilik yapıyorum. Okulumu gerçekten çok seviyorum. Burası bana inanılmaz bir enerji veriyor. Hatta buraya gelen misafirlerimiz de okulun o enerjisini alıyor ve ‘huzur var burada’ diyorlar. Öğrencilerin, öğretmenlerin, mutfaktaki Havva Hanım’ın, kapıda karşılayan Elif Hanım’ın enerjisini herkes alıyor.

“DİPLOMANIZI, MESLEĞİNİZİ CEBİNİZE KOYUN’

21 yıllık bir eğitimciye sormak isterim. Burada olduğunuz son 2 yıldır neler değişti? Eğitime olan bilgi birikiminiz ve bakış açınızda konum farkı oldu mu? Çocuğun çocukluğunu değiştiriyor mu?

Bana daha önce teklif edilmişti ama ‘yerimden memnunum’ dedim hep. Çünkü lise çağındaki çocuklara bir şeyler öğretmek, sohbet etmek, hayatlarına dokunmak da bana çok iyi geliyordu. Sohbet ederek anlatırdım derslerimi. Özellikle kız öğrencilerime hep ‘Diplomanızı bir cebinize, mesleğinizi bir cebinize koyun. Sonraki seçimleriniz sizin kim olduğunuzu belirleyecek’ derdim. Çocuk her yerde aynıdır. Kıyaslama yapmak doğru değil. Yargı ve önyargılar ileriye değil geriye götürür ancak.

Neden geldiniz peki bu okula? Kararınızı ne değiştirdi?

Şadan Doğan’ın bir konuşmasında bu bölgeye verdiği önemi ve katkılarını; “O okuldan bir tane evlat, vatana millete hayırlı bir insan olarak yetişsin, gözlerim açık gitmeyecek” ifadeleriyle açıkladığını duymuştum. Benim tüylerimi diken diken eden o konuşma, benim buradaki yeni hikayemi yazma sebebimin en başında oldu.

Siz öğretmen olmadan önce eğitim hayatınız nasıldı? Yani idealist, iddaalı konuşuyorsunuz ve eylemleriniz de o şekilde.

Bursa Kumlukalan’da yetiştim. Yani köyde yetişmiş bir kız çocuğuydum. Bulunduğum bölgede köyden okuyarak çıkan ilk kız çocuğuyum. Sabahın ezanında öğretmenim ve annemle birlikte köyden çıkıp ortaokula yazılmıştım. Mesela benim öğretmenim benim için çok önemlidir. Hayatıma yön vermemi sağlayan ve her anlamda destek veren bir öğretmendi.

ÖĞRETMENLER OKULLA İLGİLİ NELER SÖYLEDİ?

Merve öğretmen:

Bu okula geçen yıl çok isteyerek geldim. Daha önce kısa bir süre çalışmıştım. İdarecimiz Sibel hanım ve diğer meslektaşlarım hep birlikte aynı dili konuşuyoruz ve biz mutluyuz. Öğrencilerimiz de çok mutlu. Ben okurken bir öğretmenim vardı, ismi Zeynep’ti. ‘Bir öğrenciyi diğerinden ayırın, size emeklerimi helal etmem’ derdi. Bu sözü asla unutamıyorum.

Emine öğretmen:

Benim bu okulda 3üncü yılım. Karşılaştırmak için değil ama ne dediğimi doğru şekilde ifade etmek için örnek vereceğim. Stajerken gittiğim okullarda 2 rengi yan yana gösterdiğimde, ‘karıştırınca hangi renk olur’ derdim ve çocuklar hemen cevap verirlerdi. Burada ise öğretme zevkini tadıyoruz. Öğrenmenin karşılığını alıyoruz. Bizden bir sürü ve doğru bilgi öğreniyorlar. Velilerimiz de bize çok saygı gösteriyor.

Neriman öğretmen:

Ben bu yıl başladım ve halimden gayet memnunum. Öğrencilerim, velilerim, öğretmen arkadaşlarım ve idarecim güzel bir ekibiz. Çocuklarımız mutlu ve öğrettiklerimizin karşılığını hem öğrenciden hem de velilerden fazla fazla alıyoruz. Bu duygu bir öğretmen için en önemli şey.

(Röportaj: Çiğdem Özden Demiray)