KÜLTÜR SANAT

'Muhacir Geleneği: Camal' belgeseli Biga'da gösterildi

Biga'da ekime başlanan ilk gün veya harman döneminin sonunda gençlerin çeşitli kostümler giyerek köylüleri korkutmasına dayanan oyunun anlatıldığı 'Bir Muhacir Geleneği: Camal' belgeselinin gösterimi Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi.

Biga'da ekime başlanan ilk gün veya harman döneminin sonunda gençlerin çeşitli kostümler giyerek köylüleri korkutmasına dayanan oyunun anlatıldığı 'Bir Muhacir Geleneği: Camal' belgeselinin gösterimi Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi.

Belgesel gösterimine Biga Belediye Başkanı Alper Şen, belgeselin yönetmeni İbrahim Dizman, Çanakkale Kültür ve Tarih Vakfı Başkanı İsmail Erten, belgeselin müziklerini hazırlayan doktor Ahmet Zeren, belgeselin görüntü yönetmeni Emre Akbaş, belediye meclis üyeleri ve Bigalılar katıldılar.

Belgesel gösterimi öncesi ÇATKAV yönetim kurulu üyesi İsmail Erten ile belgeselin yönetmeni İbrahim Dizman birer konuşma yaptılar. Konuşmalar sonrası belgesel gösterimi öncesinde sunucu kısa süreli baygınlık geçirince panik oluşurken, kısa sürede gerçekleşen müdahale sonrası program belgesel gösterimi ile devam etti.

Çanakkale Kültür ve Tarih Vakfı'nın (ÇATKAV) destekleriyle çekilen, yönetmenliğini İbrahim Dizman'ın, görüntü yönetmenliğini Emre Akbaş'ın üstlendiği, müzikleri Ahmet Zeren ve Volkan Pınar'a ait belgeselle 'Camal' geleneğinin geniş kitlelere tanıtılması hedefliyor.

Oyunu oynayan gençlerin bir gününü konu alan belgeselin çekimleri, Biga'nın Kepekli ve Koruoba köylerinde yapıldı. Çekimler, doğallığı korumak için gerçeğinde olduğu gibi köylülerden habersiz gerçekleştirildi.

Oyunda gençler, köylerde tohumun toprağa atıldığı ilk günde ya da hasat sonunda bir araya gelerek sembolik rollere bürünüyor. Gençlerden biri büyük domuz, biri küçük domuz, 4 veya 6'sı kız rollerini üstlenerek, yüzlerini ve vücutlarını, saman külünden elde edilen geleneksel karışımla boyuyor. Kız rolünü canlandıranlar kadın kıyafetleri giyerek, abartılı makyajlar yapıyor. Gece vakti ziller takıp maniler söyleyerek köydeki evleri ziyaret eden gençler, ev halkından para ya da yiyecek istiyor.

"İNANIYORUM Kİ BİRÇOK ÖDÜL ALACAKLAR"

Belgeselin yapımına katkı veren ÇATKAV'ın yönetim kurulu üyesi İsmail Erten; "Çanakkale Kültür ve Tarih Vakfı, Çanakkale merkezli bir vakıf. Biz bu projenin sadece destekleyicisiyiz. Ama sağ olsun İbrahim Dizman ve ekibi, bütün süreci bu noktaya kadar taşıdılar. Bizlere armağan ettiler. Biz de elimizden geldiğince kurumsal olarak destek olmaya çalıştık. Bir taraftan binlerce yıldır Anadolu ve Balkanların çok önemli tarihsel verileriyle bugüne ulaşmış, öbür taraftan hala kırsal kesimlerde yaşatılan kültür ögesi olarak baktık bu belgesele. Amacımız gereği biz de biraz katkı vermeye çalıştık. Bu belgeselin bizim için önemi hem kültürel olarak tarihsel anlamda bugüne referans vermesi, ışık tutmasıdır. Böylesi bir tarihsel olayın belgelenmesini çok önemsiyoruz. Bu belgesel, birçok ulusal ve uluslarası festivalde gösterime sunulacaktır. İnanıyorum ki birçok da ödül alacaktır. Katkı veren herkese teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.

"DOĞDUĞUM, BÜYÜDÜĞÜM TOPRAKLARA BORCUMU ÖDÜYORUM"

Belgeselin yönetmenliğini yapan Bigalı yazar ve öğretim görevlisi İbrahim Dizman ise; "Hatırlayanlarınız olacaktır. Altı yıl önce Poliksena lahitiyle ilgili bir belgesel çekmiştik. Yine burada gösterimini gerçekleştirmiştik. Orada Biga'nın katman katman kültürel zenginliğinden söz etmiştik. Değişik kökenlerden gelip buraya göç etmiş hemşehrilerimizin kültüründen bahsetmiştik. Bu belgesel onun devamı gibi de görülebilir. Biga'nın farklı bir kültürünün ortaya çıkmasıyla gerçekleşen bir belgesel oldu. Bu kez Biga'nın bazı muhacir köylerinde geleneksel olarak sergilenen harman sonu diyebileceğimiz bir ritüeli belgesel filme aldık. Biz bunu belgeledik ve geleceğe bıraktık. Kişisel olarak benim açımdan doğduğum ve büyüdüğüm topraklara bir anlamda gönüş borcumuzu ödüyoruz. Ben Dubaalan çocuğuyum. Her dil konuşulurdu. 5-6 dili mahallemizde duyabilirdik. Herkes birbirinin geleneğini, göreneğini bilirdi, ona göre davranırdı. Böyle bir zenginlik içerisinde büyüdüğüm için hiçbirine yabancı değilim. Zaten belgeselin bir bölümünü çektiğimiz Kepekli Köyü de, benim annemin köyü. Ben kişisel olarak genç yaşta ayrılmak zorunda kaldığım kentimize bir gönül borcumu ödemiş oldum. Ama aslolan bu yörenin o zengin kültürünün geleğe aktarılabilmiş olmasıdır. ÇATKAV, bizim tamamlamakta güçlük çektiğimiz belgelere katkıda bulundular. Bitirmemizi sağladılar. Biga Belediyesi salonunu açtı. Sayın başkan 'her türlü yardıma hazırız' dedi. Belgeselde yer almış olanların buraya getirilmesini istedik. Sağladı. Teşekkür ediyoruz" ifadelerini kullandı.

'Bir Muhacir Geleneği: Camal' adlı belgeselin, Biga'da vatandaşlara yönelik gösteriminin ardından çeşitli film festivallerine gönderilmesi planlanıyor.

(Haber: Ahmet Tunç)