Biga Belediyesi tarihinde görülmemiş bir şekilde seçilmiş meclis üyesinin konuşma hakkı, Belediye Başkanı Bülent Erdoğan tarafından engellendi ve belediye meclis üyesi İbrahim Demircan özel güvenlik görevlileri vasıtasıyla meclis toplantısından atılmaya çalışıldı. Erdoğan geçtiğimiz Çarşamba günü görüntüleri montajlatarak yeniden yayınladı. Siyasi ortamı geren açıklamalar ve iddialarda bulunan Erdoğan, aynı zamanda görüntülerde sanki Millet İttifakı Meclis Üyeleri tarafından gerginlik yaratılıyormuş gibi görüntülerin sadece belirli bölümlerini yayınlamayı tercih etti. Yaşanan süreçle ilgili olayların odağındaki isim İyi Partili Belediye Meclis Üyesi İbrahim Demircan Medya Lokum’a özel açıklamalarda bulundu.
“MONTAJSIZ ANLATAYIM”
Yaşananlar nedeniyle üzgün olduğunu, Erdoğan’ın montajlı bir videoyla halkı yanıltma çabası içinde olduğunu ve gerçekleri montajsız bir şekilde anlatacağını söyleyen Demircan; “Öncelikle Biga Belediyesi’nin ve Biga’nın böylesi bir durumla yanyana gelmesi; beni ve diğer meclis üyesi arkadaşlarımı üzdü. Böyle basiretsiz bir ve yalancı bir kişinin belediye başkanlığı makamında olması Biga’nın kaybı. Ben size yaşananların gerçeğini, montajsız bir şekilde anlatayım” şeklinde konuştu.
“GRUP KARARINI MESLEK TEMSİLCİLERİNİN GÖRÜŞLERİ İLE ALDIK”
Biga Şoförler Odası Başkanı Sait Tanur ve SS. 76 No’lu Biga Şehiriçi Minibüsçüler Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi’ Başkanı Özcan Çalışkan’ın görüşleri doğrultusunda grup kararı aldıklarını söyleyen Demircan; “İlk olarak komisyon, meclis üyeleri ve müdürlerin katılımıyla toplandı. Bu toplantıda görüşülen araç sayılarının artırılması konusunda bize verilen bilgiler ışığında bir karara varıldı. Ancak aramızda yaptığımız istişareler sonucunda bu maddeyi, doğru bilgiler edinip tekrar görüşmeyi meclis üyesi arkadaşlarımızla birlikte uygun bulduk. Grup kararımızı kesinleştirmeden önce yaptığımız toplantıya Biga Şoförler Odası Başkanımız Sait Tanur ile yönetim kurulu ve Şehiriçi Minibüs Kooperatifi Başkanı Özcan Çalışkan geldiler. İlk toplantıda bize ifade edilen Erdoğan ve yönetiminin 10 minibüs hattını satmak istediğiydi. Daha sonra bu rakam 5’e düştü. Bunun yanında ise bize anlatılanların aksine belediye meclis gündem maddeleri içinde 5 numaralı maddede 16 minibüs satılacağıyla ilgili yetki istendiğini gördük. Oda başkanımız ve kooperatif başkanımızla yaptığımız görüşmede ise, kendilerinin araç satılmasını istemediklerini öğrendik. Başkanlarımız 60 araçla şehir içine hizmet verdiklerini, hatta 45 araçla iş yaptıklarını, 15 aracın da yattığını ifade ettiler ve eğer ulaşımda aksamalar varsa, araç saatleri ile ilgili düzenleme yapabileceklerini söylediler. Bu iyi niyetli yaklaşım karşısında, konunun muhataplarına kulak verdik ve kararımızı bu yönde aldık. Bu kararı da iyi niyetli olarak Erdoğan’a ilettik. Bizler demokratik bir şekilde kendi aramızda oylama yaptık ve kararımızı ret olarak belirledik ve meclis toplantısına gittik” ifadelerini kullandı.
“TEK TARAFLI KONUŞARAK HALKI YANILTACAĞINI SANIYOR”
Erdoğan’ın tek taraflı konuşarak halkı yanıltmaya çalıştığını söyleyen Demircan; “Meclis toplantısı başladı. İlk dört maddeyi oybirliğiyle geçirdik. Sonra sıra beşinci maddeye geldiğinde belediye başkanı tarafından maddenin gündemden kaldırıldığını duyduk. Bunun sonrasında ise sanki minibüsçüleri düşünüyormuşçasına açıklama yapan belediye başkanını şaşkınlıkla izledik. Bizlere görüşümüzü sorduğunda ise söz istedim. İlk olarak bu gündem maddesiyle ilgili açıklama yapması gerektiğini söyledim. Açıklamasından sonra ise yine söz isteyeceğimi belirttim. Belediye başkanı demogoji yaparak, siyasi olmanın ötesinde meclisi ve toplumu yalan ve yanlış bilgilerle yanıltınca da söz hakkımı kullanmak istedim. Bana söz hakkı vermeyeceğini, beni konuşturmayacağını söyleyince de şoförler odası başkanımıza, kooperatif başkanımıza ve kooperatif ortaklarına dönerek gerçekleri anlattım. Sonra da belediye başkanına dönerek, doğru bilgiler vermesi gerektiğini ve bu maddeyi açıklaması gerektiğini söyledim. Bundan rahatsız olan belediye başkanı, güvenlik görevlisi emekçi arkadaşlarımıza talimat vererek bizi meclisten çıkartmaya çalıştı. Sorularıma cevap veremeyince böyle bir yola başvurdu. Tek taraflı konuşarak halka yalan bilgiler vererek mi şehrin en emin insanı olacak?” dedi.
“MONTAJLI GÖRÜNTÜLERİ BIRAKIN, GERÇEK GÖRÜNTÜLERİ İZLEYİN”
Erdoğan’ın montajlı görüntülerle şov peşinde olduğunu söyleyen Demircan; “Sağ olsun, ittifak meclis üyelerimiz, siyasiler, il ve ilçe başkanlığımız, genel merkezimiz başta olmak üzere onlarca destek aldım. Telefonlarım susmadı. Maalesef siyaseten bizleri germeye devam eden yalancı bir belediye başkanıyla karşı karşıyayız. Bizimle karşılıklı konuşmaya cesareti olmayan, sorularımıza cevap veremeyen belediye başkanı, akşam saatlerinde yine montajlı bir video ile yalanlarını kamuoyuyla paylaştı. Neymiş efendim, siyasi şov peşindeymişiz. Belediye çalışanlarını arkadaşlarımız tartaklamış. Görüntüleri izledikçe şok olduk. Gerçi bu yalanlara alıştık da artık. Karşımızda güvenilmez biri var. Burada bağımsız meclis üyesi Zeki Mutlu’yu tahrik eden fotoğrafçı ve CHP’li Meclis Üyesi Zafer Demirbaş’ı takip edip ittiren güvenlik görevlisine hiçbir şey söylemeyen Erdoğan, montajlı görüntülerle, promterla okuduğu metinlerle donatıp çektiği videolarla halkı yanıltabileceğini düşünüyor. Bizler olgun bir insan gibi davranıp özür dilemesini beklerken, kendisi daha çok ortamı germeye yönelik hareket ediyor. Videoda kullandığı kelimelere bakar mısınız? Bize cengaver, popülist, meclis adabını bilmeyen, meclisi sabote eden gibi kelimeler kullanıyor. Yakışıyor kendisine böyle konuşmak. Minibüsçülerin ve şoförlerin durumdan memnun olduğunu söylüyor. Tabiki memnun olacaklar. Biz ‘evet’ deseydik de memnun olacaklar mıydı? Biz ‘evet’ deseydik bu konu meclis gündeminden kaldırılabilecek miydi? Madem bu kadar samimisiniz, o zaman gündem maddesini oylatıp siz de ‘hayır’ deseydiniz. Bizi insanları galeyana getirmekle suçluyor, mağdur edebiyatı yaptığımızı söylüyor. Ben tüm Bigalılara sesleniyorum. Montajlı görüntüleri bırakın, montajsız görüntüleri izleyin. İsteyen herkese aynı şekliyle atabilirim. Biz gerçeklerden korkmuyoruz. Gerçekleri montajlamıyoruz” şeklinde konuştu.
“BU KİBİRLE BELEDİYE YÖNETİLMEZ”
Erdoğan’ı şeffaf olmamakla suçlayan Demircan; “Geçtiğimiz aylarda 50 adet servis aracı için S plakası ihalesi yapıldı. Bunlardan bir kısmı satıldı. Buradan 3 milyon 800 lira gelir elde edildi. Oda başkanımızdan edindiğimiz bilgiye göre bu parayla minibüsçülere ödeme yapılacağı vaat edilmişti. Ödendi mi? Hayır. Ne zaman sözünü tuttu ki belediye başkanı? Ne söz verdiyse tam tersini yaptı. Satmayacağını söyledi. Sattı. Kredi çekmeyeceğini vaat etti. Kredi çekti. Yetmedi, bir daha bir daha kredi yetkisi istedi. Herkesin başkanı olacağını söyledi. Göreve gelir gelmez insanların ekmeğiyle oynadı. Şeffaf olacağını söyledi. Daha son yaptığı etkinliklerin bütçesini bile açıklayamadı. Her meclis üyesinin önüne mikrofon koymakla şeffaflık olmuyor. O mikrofonu kullanamadıktan sonra nasıl konuşacağız? Geçtiğimiz dönemde mikrofon yoktu ama herkes kendisini istediği gibi ifade edebiliyordu. Hiçbir seçilmiş üyesi halkın meclisinden belediye çalışanlarınca attırılmaya çalışılmıyordu. Böyle mi demokratik olunacak. Kabadayı bir üsluptan bahsediyor belediye başkanı. Gayet net bir şekilde vidoyu montajsız izlediğinizde, sadece soru sorduğumu herkes görebilir. Görevlileri üzerimize gönderdikten sonra kendimizi dışarı mı attıracaktık? Biz de halkın oylarıyla seçildik. Orası Bülent Erdoğan’ın kişisel yeri değil. Erdoğan’ın kişisel egolarını üzerimizde tatmin etmesine izin vermeyiz. Bu kibirle belediye yönetilmez” dedi.
İKİYÜZLÜLÜK SUÇLAMASI
Erdoğan’ı ikiyüzlülükle suçlayan ve dürüst olmamakla itham eden Demircan; “Belediye başkanının beceriksizliğinin bedelini Biga halkı ödemek zorunda değil. Bu minibüs hatlarının sahipleri, döneminde uzlaşmak için, görüşmek için belediye başkanıyla bir araya geldiler. Meclise geldiler, sorunlarını ifade ettiler. Onlarla uzlaşmak yerine, onlara mahkeme kapısı gösterildi. Hatta ikili diyaloglarda ‘Gidin paranızı, İsmail Başkandan alın’ denildi. Sanki geçmişte bunlar yaşanmamış gibi, bugün sorunun çözümü için çalışıyor imajı veriyorlar toplum önünde. Oysa o dönem uzlaşılsaydı, belediyenin kasasından çıkacak para, bugün çıkabilecek olan rakamların yarısı bile değildi. Yaklaşık 4 milyon ödenerek sorun çözülecekken, Erdoğan’ın uzlaşmaz, çözümden uzak tutumu nedeniyle bugün belki de 10 milyon liraya yakın para ödenecek bu insanlara. Bu parayı cebinden mi ödeyecek? Bu, kamu zararı değil mi? Dün meclis üyesiyken ‘hayır’ dediğine bugün belediye başkanı olunca gündeme alıp ‘evet’ diyen belediye başkanı sizce samimi midir? Madem o gün hata yapıldı, bugün de bu hata değil midir? O gün madem minibüsçüler bu karara karşıydı da onlarla birlikte hareket ettiler, aynı minibüsçüler bugün de karşı. Neden böyle bir madde gündeme getiriliyor? Bu araç arttırımı yapılırken madem minibüsçü esnafına soruldu, o zaman kooperatif başkanı ve oda başkanı gelip bize neden bu maddenin geçmesini istemediklerini anlattılar. Belediye gücüyle insanları susturabileceklerini sananlar için kum saati tersine döndü. Artık siyaseti germeyi, montajlı videolarla insanları yanıltmayı bir kenara bırakıp, kalan sürede Biga’ya hizmet edin. En azından seçimden sonra İsmail Işık gibi, Mehmet Özkan gibi sokaklarda dolaşabilin. İkiyüzlülüğü bırakıp Biga için çalışın. Bu süreç Erdoğan ve yönetiminin Biga’yı yönetebilecek ruh halinde olmadığı, Biga’ya artık bir değer katabilecek durumda olmadıklarını, Biga’nın geçmişte temelleri atılmış vizyonunu bile ileri taşımayı bırakın, Biga’yı kasabaya dönüştürmeye başladıklarını net bir şekilde görüyoruz. Geçmiş dönemde yapılan işlerin bakımını bile yapamaz durumdalar” ifadelerini kullandı.
(Haber: Ahmet Tunç)