Dostlar alışverişte görsün

KIYIDA KÖŞEDE BİR YER

Kuruluş ve kurtuluş günleri özel günlerdir.

Birlik ve beraberliğin pekiştiği, manevi duyguların yoğunlaştığı, ecdada duyulan saygı ve minnet duygularının yoğun olduğu, bunlarla beraber coşkulu kutlamaların olduğu günlerdir.

Bu kutlamalara iştirak edenlerin, siyasi görüşü, etnik kökeni, dini inancının ne olduğunun pek önem arz etmediği kutlamalardır.

Bu coğrafyada kutladığımız özel günler bellidir. 30 Ağustos Zafer Bayramı bunlardan biri ve önemli bir bayramdır.

Saygı ve minnet duyduğumuz atalarımız bu zaferi kazanırken yedi düvele karşı tek yürek olmuş, yokluk içinde çok büyük bir zafere topyekün imza atmışlardır.

Her başarının bir mimarı vardır.

Kurtuluş Savaşı ve kuvay-i milliye ruhunun mimarı, ilham kaynağı, başkomutanı  ise Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür.

Elbette tek başına kazanmamıştır. Bu zafer, ona ve onun gösterdiği hedeflere inananların eseriydi. Ve bu zaferi kazanırken ne siyasi görüşlerini, ne etnik kökenlerini, ne de dini inançlarını ayrıştırdılar.

Son yıllarda pandemi ile evlere kapanmak zorunda (!) olduğumuz milli bayramlar yaşadık. En yakınlarımıza bile sarılamadığımız, birbirimize uzaklaştığımız bir dönem yaşadık.

Ülke olarak son zamanlarda ekonomi, mülteci sorunu ve bana göre en önemli sorunlardan biri olan kutuplaşma sorununu yaşıyoruz.

Bu ve benzeri sorunları yaşarken minnet, saygı ve coşku ile kutlanması gereken bayramlarımız, maalesef bazılarımıza galiba zul geliyor!

Bilmiyorum! Yine de sormak ve sorgulama yetimizi hatırlama adına yazmak istedim.

******

30 Ağustos Zafer Bayramı’nın, 18 Eylül Biga'nın kurtuluş gününden önce olduğunu yazmama gerek var mıydı?

18 Eylül Biga'nın Kurtuluşu etkinlikleri 5 Eylül gibi başlayacak diye hatırlıyorum. İki hafta sürecek etkinlikler ile kutlanacak. Biga ve Bigalıları onore edecek etkinlikler olmasını bekliyorum.

Dolayısıyla; Biga Belediyesi’nin bilboardları, kişisel ve kurumsal sosyal medya alanları, haftalar öncesinden bu etkinliklere kanalize olmuş durumda...

Fakat nedense 30 Ağustos Zafer Bayramı, sanki başka bir coğrafyanın ve atalarının kazandığı bir zafer muamelesi gördü!

Bunun yansımasını etkinliğe katılım sayısı ile gördük. Etkinliğin içeriği de bana biraz yavan geldi.

Akşam 20:00 gibi başlayan yürüyüş, bando takımının hep aynı ritmi tekrar etmesi, dağıtılan bayraklar, yanan meşaleler ve siren sesleri ile 21:00 gibi belediye meydanında bitti.

Belediye başkanının konuşması bittikten sonra yerel sanatçılarımız mini bir konser verdi. Akabinde İzmir'den gelen dj sahne aldı. Havai fişekler patladı. 22:30 olmadan etkinlik bitti.

Bu arada Sayın Bülent Erdoğan'ın konuşması bittikten sonra sunucunun alkışı yetersiz bulup, tekrar alkış istemesi bana ilginç geldi!

Meydana geldiğimizde orada karşılaştığım bir muhtar büyüğüm, "Geçen bizim köyde düğün vardı. Orada daha fazla kalabalık insan vardı..." dedi.

******

Benim gördüğüm ise insanlar yürüyüş rotası üzerinde yol kenarlarında, evlerinin balkonlarında, kahvehane ve kafe gibi mekanlarda toplanmıştı!

Yürüyüşe protokol olarak da katılım zayıftı. Kaymakamımız sayın Erdinç Dolu'yu göremedim. Bir kaç meclis üyesi, ilçe başkanları, bir oda başkanı gördüm. Gözden kaçırdıklarım olabilir. 

Zira ben fener alayına, Biga Dernekler Platformu üyeleri ile katıldım. Zafer Bayramımız için platform olarak hazırladığımız pankartı zaman zaman taşıdım. Zaman zaman elimdeki Türk bayrağı ve meşale ile anı yaşamaya çalıştım.

Özetle; coşkuya ya da olacağını tahayyül ettiğim coşkuya iştirak etmek için oradaydım.

Gözlemlerimi yürüyüşe katılan ya da yol kenarından yürüyüşü izleyenlerin de yaptığını sanıyorum. Belediye meydanı da neredeyse boş gibiydi. Yürüyüşe katılanların soluklanması için biraz beklenebilirdi. Bardak su ikramı makbule geçebilirdi.

Velhasıl-ı kelam zayıf bir program, zayıf bir katılıma sebep oldu. Ve öyle sanıyorum ki biraz da samimiyet ile alakalı bir durum.

******

Sanıyorum şehir, Mustafa Kemal Atatürk düşmanı iki hadsiz ve mesnetsizin Biga’da olmalarına vesile olanlara, kendilerince hesap sormaya başladı...

Bize bu vatanı canları pahasına emanet edenlerin ruhları şad olsun... 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun. Nice 100 yıllara...

******

Mustafa Kemal Atatürk demişken.

"Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır."