Biliyorsunuz, “Koronavirüs“ uzun süredir dünya gündemini meşgul etmeye devam ediyor. ‘Virüs’ten bahsedilmeyen, virüs kelimesini duymadığımız bir gün bile yok. Virüsle beraber, onu ortadan kaldırması beklenen “aşı“ meselesi de uzun süredir dünya gündeminde yer alıyor. Çalışmalar yürütülüyor, bulunmak üzere, az kaldı, biraz sabredin, sona yaklaştık, “sizin iyiliğiniz için çalışıyoruz“ derken sonunda “aşı“nın bulunduğu haberleri gündeme geldi. Şimdi de bu meseleyi konuşuyoruz. Peki ama nasıl konuşuyoruz? Gelin bir bakalım nasıl konuştuğumuza.
İnsanlar aşı meselesiyle ilgili farklı şeyler söylüyorlar. Bazıları, uzun süredir bu haberin yolunu gözlediğini ve aşının bir an önce ülkemize getirilip hemen uygulanmaya başlanması gerektiğini söylüyor. Bazıları aşı gelse de yaptırmayı düşünmediğini söylüyor. Bazıları, aşı meselesinin “büyük bir plânın parçasından başka bir şey olmadığını“ söylüyor. Bazıları hangi aşıya ne kadar güvenilebileceğini sorguluyor ve insanlara da “sorgulatmaya“ çalışıyor. Bazıları, “Siz takmayın kafanıza, aşı kesinlikle güvenli. Gönül rahatlığıyla yaptırabilirsiniz.“ diyor. Bazıları, “bu kadar kısa sürede aşının gerçekten bulunmuş olabileceğine“ inanmıyor. Sonuç olarak, herkes bir şey söylüyor. Her zaman olduğu gibi.
Aşı meselesiyle ilgili herkesin ağzından farklı bir şey çıktığı için, haliyle insanların da kafası karışıyor. Neye inanacaklarını şaşırıyorlar. Çünkü, bu mesele sıradan bir mesele değil, “sağlık meselesi“ sonuç olarak. Herkes canını çok seviyor! Aslında “hiçbir mesele sıradan değil“ ama sadece biz ciddiye almıyoruz. Neyse, dağıtmayalım konuyu. Aslında insan bu kadar şeyi duyunca bir durup düşünüyor. Daha düne kadar “maske takmanın mı, takmamanın mı sağlıklı olduğu“ meselesini tartışıyorduk. Şimdi bu mesele biraz gündemden düşmüş gibi. İnsanların “maske takma oranlarının“ eskiye göre daha fazla olduğunu görüyoruz. Ancak bu konuda hâlâ şüpheleri olan insanlar da var. İnsan, “maske takma meselesi bile daha tam olarak açıklığa kavuşmamışken, nasıl olacak da aşı meselesi açıklığa kavuşacak“ diye düşünmekten kendini alamıyor. Medyada sürekli olarak “şu aşı şu oranda başarılı, bu aşı diğerinden daha iyi, diğer aşı ötekinden daha ucuz, beriki öbüründen daha pahalı“ gibi şeylerin söylendiğine şahit oluyoruz. Aşı ülkemize gelse bile “bu aşıları saklayacak koşullara sahip olmadığımız“ da söyleniyor. Yani, sizin anlayacağınız, ortada “hem bir netlik, hem de bir bulanıklık“ var gibi.
Ancak, net olan başka bir şey var. Bir kesim var, bir kesim. Bu kesim, sürekli olarak “aşı karşıtlığı“ diye bir laf dolaştırıyor ortada. “Aşı karşıtlığı“! “Ne demek bu“ diye soruyor insan kendi kendine. “Aşı karşıtlığı“ denince, sizi bilmiyorum ama benim aklıma “aşının insanların sağlığı için hiçbir zararı, hiçbir yan etkisi olmadığı kesin bir şekilde kanıtlanmış ve buna rağmen ‘toplumun sağlığını hiçe sayan bazı insanlar’ aşı yapılmasına karşı çıkıyor“ şeklinde bir görüş geliyor. “Aşı karşıtlığı“! Sanki bütün dünya bu konuda hemfikir ama bir grup “kendini bilmez“ çıkıp aşı karşıtlığı yapıyor! Herkes canını seviyor, değil mi? Neden sevmesin. “Canını seven insanlar, bir an önce aşının yapılmasını isteme hakkına sahipken, yine ‘canını seven diğer insanlar’ kendisine aşı yaptırmak istemiyor“ olamaz mı? Olamazsa neden olamaz? En yakınındaki insanlara güvenme konusunda bile sıkıntılar yaşayan insanlık; tanımadığı, bilmediği, daha önce hiç görmediği, sesini bile duymadığı “bilim insanı“ ünvanına sahip insanların “bulduğunu söylediği“ bir aşıyı yaptırma konusunda tereddüt yaşıyor olamaz mı? Bu doğal değil mi? Neden bunu “aşı karşıtlığı“ olarak tanımlıyoruz? Saygı duysak olmaz mı? Bildiğimiz kadarıyla “aşı şu anda zorunlu değil“. Tamam o zaman, çok güzel; bu demektir ki “aşıyı isteyen yaptıracak, istemeyen yaptırmayacak“! Bu da demektir ki “canını seven herkes, aşı yapılmasına müsaade edebilir ya da etmeyebilir“. Aşıya güvenebilir ya da güvenmeyebilir. Siz, sağlığımıza “zararlı olup olmadığı belli olmayan“ yiyecekleri yakınlarınıza, sevdiklerinize, eşinize, çocuklarınıza yedirir misiniz? “Sağlıklı olup olmadığından emin değilseniz“ bu riski göze alır mısınız? Almazsınız herhalde, değil mi? O zaman aşı konusunda neden insanları “aşı karşıtı“ şeklinde ötekileştiriyorsunuz? Kaldı ki, ülkemize gelen aşının “güvenilir olup olmadığının anlaşılabilmesi için tamamlanması gereken testler“ var daha, bunu biliyorsunuz değil mi? O zaman neden “her şeyden eminmiş gibi“ konuşmaya devam ediyorsunuz? Bu “aşılara onay veren kurumları“ tanıyor musunuz? “Neye onay verdiklerini“ biliyor musunuz? “Neden onay verdiklerini“ biliyor musunuz?
Bütün bu söylediklerimden sonra, birileri de çıkıp “sen de aşı karşıtısın baksana“ diyecektir. Yok yok, ben “ne aşı karşıtıyım ne de aşı yandaşıyım“. Zaten burada mesele ben değilim. Benim söylemeye çalıştığım şey bambaşka. Bu “bambaşka“ şeyi anlamadıysanız, dönün bir kere daha okuyun yazıyı. Yine anlamazsanız bir kere daha! Çok karmaşık şeyler yazmadım.