Ulusal Süt Konseyi Yönetim Kurulu üreticilerin talebi olan süt fiyatlarının altında artış yaptığı gibi; destek fiyatlarını da düşürdü. Tar-Koop. Başkanı Mehmet Özkurnaz; açıklanan fiyata ve desteğe tepki göstererek; “Sıkıntı ‘Süt fiyatları enflasyonu etkilemesin’ mantığıyla hareket edilmesidir. Bu kararların doğru olmadığını, yakın gelecekte Türkiye’de hayvancılığın el değiştirmesiyle göreceğiz. 1 litre süt bugün 1 kilogram yem fiyatını karşılayamıyor. Zarar tüketicinin omuzlarına yüklenmiştir ve pahalıya yem alırken; arada birileri güçlendikçe güçleniyor” dedi.
SÜTÜN LİTRESİ 3,20 TL OLDU.. DESTEKTEN KIRPILDI!
Ulusal Süt Konseyi Yönetim Kurulu toplanarak Gıda Komitesi’nin belirlediği fiyatı görüşerek kamuoyuna açıkladı. Komite, ihtiyaç olması halinde Ocak ayına kadar tekrar toplantı yapılarak fiyatın yeniden ele alınabileceğini de duyurdu. Çiğ süt referans fiyatını 1 Temmuz-31 Aralık 2021 tarihlerinde geçerli olmak üzere litre başına 3 lira 20 kuruş olarak belirledi. Ulusal Süt Konseyi toplantısında Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından verilen destekleme priminin litre başına 0,20 TL olarak belirlendiği ifade edildi. Destekleme primi litre başına 30 kuruştan 20 kuruşa düşürülmüş oldu.
“LİTRESİ 3,40 TL OLSUN, 30 KURUŞLUK DESTEK SÜRSÜN İSTEDİK”
Ulusal süt Konseyi toplantısına katılan Tar.Koop. Başkanı Mehmet Özkurnaz ise toplantıda yaşananları ve sonuçlarını açıkladı. Özkurnaz katıldığı toplantıyla ilgili olarak; “Geçtiğimiz Salı günü Ankara’da Ulusal Süt Konseyi adı altında yapılan toplantıya davet edildik. Toplantıda ulusal süt konseyi ile 2,80 TL olan süt fiyatlarını iki sefer, ikişer ay ertelenerek sütün fiyatı ne olacak ve ne zaman geçerli olacak konusu görüşüldü. Bizler süt fiyatının 3,40 TL olmasını, buna ilaveten hükümetin çiftçiye verdiği 0,30 kuruşluk desteğin devam etmesi gerektiğini ilettik. Fakat burada Ulusal Süt Konseyi’nin sadece fiyat açıklama yetkisi var. Ulusal süt konseyi dışında Gıda Komitesi adı altında Maliye, Ticaret ve Tarım Orman Bakanlıklarının temsilcileri bir araya geliyor ve bu bürokratların yaptığı görüşmeler sonucunda fiyat belirlenir. Açıklamayı da Ulusal Süt Konseyi yapar. Ulusal Süt Konseyi’nin görevi burada ne anlam taşıyor? Birileri bunlara ‘Bunu açıklayacaksınız’ diyor, sözcülük yapıyorlar. Bu konseyin başında bir profesör var, yönetiminde de Orman Bakanlığından, Süt üretici birliğinden, Haykoop birliğinden, Damızlık yetiştiriciler birliğinden birer kişi mevcut” dedi.
“TEKLİFİMİZ KÖTÜNÜN EN İYİSİ İDİ..”
Sanayiciyi de düşünerek çiğ sütün litre fiyatının 3,40 TL olmasını desteğin de 0,30 kuruş olması konusunda ısrarcı olduklarını belirten Mehmet Özkurnaz; “Benim açıklamam olan 3,40 TL fiyat ve 0,30 kuruş destek önerimiz kötü olsa da; kötünün en iyisi durumundadır. Süt Sanayicilerinin de temsilcileri var; onlarda 3,15 TL olsun, destek tutarı 0,10 TL olsun, Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğüne de 0,20 kuruş aktarılsın ki; üreticiye Arpa’yı daha ucuza yetiştirelim şeklinde teklifleri var. Şuan ki kararda açıklanan rakam 3,20 TL’dir, bu da 1 Temmuz tarihinden itibaren geçerli 0,20 kuruşta devlet desteği ödenmesi kararı çıktı. Gıda Komitesi de bunu uygun gördü. Süt fiyatları artarsa enflasyon da artar düşüncesi içerisindeler. Enflasyonu baskı altında tutabilmek için süt baskı altında tutuldu. Kime karşı tutuldu derseniz üreticiye karşı baskı altında tutuldu” dedi.
“SÜT FİYATI ARTARSA ENFLASYON ARTAR’ DÜŞÜNCESİ YANLIŞTIR”
Komisyonda yapılan görüşmelerde Süt Fiyatının enflasyonu arttırdığı düşüncesinin hakim olduğu bu sebeple üreticilerin zarar etmesine sebep olunduğunu belirten Mehmet Özkurnaz; “Toplantıya katılan sayın bakanımıza da ilettim; Burada bir yanlışlık var. Sanayici süt fiyatı 2,80 TL iken peyniri 60-80 TL arasında satabilmektedir. Bir yerde baskı altında tutulurken; diğer taraftan çeşitli ürünlerin fiyatı arttı. Tüm bu esnada yem fiyatları da artmaya devam ediyor. Yemin fiyatı 150 TL’yi geçti; 50 kg yem 200 TL’ye yakın. 1 kilogram yem neredeyse 1 litre süte denk geliyor. Bunun yanında hayvanın sadece sanayi yemi yemesiyle süt vermez; kaba yem de eklenirse; 1 litre süt 1 kilogram yemin fiyatını karşılamıyor” dedi.
“TÜRKİYE’DE HAYVANCILIĞIN EL DEĞİŞTİRMESİ SÖZ KONUSU”
Alınan kararın sakıncalarını toplantıya katılan her temsilciye ilettiğini belirten Mehmet Özkurnaz; “Burada sıkıntı “Süt fiyatları enflasyonu etkilemesin” mantığıyla hareket edilmesidir. Bu kararların doğru olmadığını, yakın gelecekte Türkiye’de hayvancılığın el değiştirmesi söz konusudur. Kırsalda 55-60 yaşında insanlar, arkadan gelen genç jenerasyon ise hayvancılıktan uzaklaşmış durumdadır. Bu insanlar hayvanlara ne kadar bakabilecek? 5 bilemediniz 10 sene. 11’nci sende Türkiye’de hayvan varlığında ciddi sıkıntılar yaşanacak; ülke genelinde büyük hayvan çiftlikleri oluşturulacak. Sanayicilerimiz ‘Ne kadar ucuza süt alabilirsem o kadar kar yaparım’ mantığıyla hareket ediyorlar. 7-8 kilo sütten 1 kilo peynirin çıktığı bir yerde; 60 – 80 liraya peynirin kilosunu satarsanız buradan deli paralar kazandığınız ortaya çıkar. Zarar tüketicinin omuzlarına yüklenmiştir ve pahalıya yem alırken arada birileri güçlendikçe güçleniyor. Burada gittikçe güçlenenler de sanayiciler yada market tekelleridir. Burada üreticinin kaybı devam ediyor. Üretici hayvancılığı terk etmeye devam ediyor” dedi.
“3 HAFRLİ MARKETLER BUGÜN İSTEDİKLERİ FİRMAYI BATIRABİLECEK GÜÇTE..”
Üreticiler kadar sanayicilerin de ciddi sorunları olduğunu toplantıda dile getiren Mehmet Özkurnaz; kamuoyunda ‘3 Harfli Marketler’ olarak anılan BİM, A101 ve ŞOK marketlerin ciddi bir ekonomik güce ulaştıklarına dikkat çekti. Özkurnaz söz konu market zincirlerinin Gıda Sektöründe istedikleri herhangi bir firmayı batırabilecek güçte olduklarını, bakanlıkların tedbir alması gerektiğini söyledi. Özkurnaz; “Türkiye’de 24 milyon ton süt üretimi olduğunu, AB ülkeleri içerisinde 3.sıradayız. Dünyada ise süt üreten ülkeler arasında ise 8.sıradayız. Toplantıda Hayvancılık Genel Müdürlüğü yetkililerine ‘Ülkemizde 24 milyon ton süt üretilirken; 10 milyon ton sadece destek alabiliyor. Geriye kalan 14 milyon ton süt kayıt dışı mı, yoksa öylesine söylenen bir rakam mıdır? Bakanlık 10 milyon süte destek vermişse; yüzde 50’den fazla süte ne oluyor’ diye sordum. Bakanlık yetkilileri bu soruma cevap vermedi, belki de veremediler. Ortada ciddi bir karışıklık var. Üreticinin reel fiyatlarda sütünü satması gerekiyor; bunun içinde reel açıklamalarda bulunulmasını istiyoruz. Hayali açıklamalar hoş bir şey değil. Gıda sektöründe ağırlıklı olarak üç harfli dediğimiz BİM, 101 ve ŞOK marketler oluşturuyor. Bunlar için bir yasa çıkartılmalıdır. 40 bininci mağazalarını açmakla gurur duydukları bir yerde; istediği anda bu marketler istedikleri markaları yok edebilirler” dedi.
ÜÇ HARFLİ MARKETLERLE TERS DÜŞEN GÖNEN’DEKİ FİRMA..
BİM, A101 ve ŞOK marketlerin sektördeki güçlerine örnekle dikkat çeken Mehmet Özkurnaz; “Firmanın ismini vermiyorum ama Gönen’de günde 850 ton süt alan bir firma BİM veya bu üç harflilerle ters düşmesi sonucunda bir günde 650 ton sütü bırakmak zorunda kaldığının bilinmesini isterim. Bugün bu market zincirleri kendilerinde öyle bir güç oluşturdu ki; istediği firmayı batırabilecek güçteler. Kimin ne yaptığını değil; hangi güçte olduklarını göstermesi açısından söylüyorum. Bakanlıklarımız bunlara karşı kayıtsız kalmamalıdırlar. Bunun için değişecek yasalar var ise değişsin, insanlar daha özgür kalmalı, sanayiciler daha rahat olmalıdır. Üreticinin bin tane derdi var ise; sanayicinin de en az yarısı kadar derdi vardır. Biz sanayiciyi de eleştirelim ama hakkını da teslim edelim. Sanayici hammaddeyi mamul haline getiriyor; pazarında da marketlerden kaynaklı sıkıntıları vardır” dedi.
Editör: TE Bilisim